Aydın :Işık alan, ışıklı. Bizce de ışık alan, ışık verir! Güneşte yan gelip yatana da sana kolay gelsin denir. Aydın : Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse), münevver. Yıllardır çok az aydınımız var diyorduk bir nedenden ötürü biz sizlere! Aydınımızın objektif olamadığını, yansız tarafsız olmayı beceremediğini söylerken yanılmamışız. Biz erken uyandık, artık size de gün/aydın! Turnusol kağıtları, nasıl ki asit ve bazı ayırt ediyorsa, yaşanılan bazı olaylar karşısında kişilerin sergilediği tutum ve davranışlar Vatanın birliği ve dirliği mihengine vurulduğunda bizlere iyi ve kötü olanları ayırt etme olanağı sağlar. Bu minvalde düşünüldüğünde son Aydınlar Bildirgesi, memleketi bölüp parçalamaya, ayrıştırmaya , devleti alenen suçlamaya yönelik bir girişim olarak düşünülmelidir. Terörü ve teröristi masum gösteren milletten tamamen kopuk yaşayan sözde aydın topluluğu, milletin hissiyatına tamamen kulaklarını tıkamış görünüyor. Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor. ‘’Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz.” diyorlar. Kürt siyasi iradesi kendisini tamamen teröre teslim etmişken, bu sözde aydınlar Kürt Siyasi İradesinin taleplerini kimin namına hangi amaçla Devletten kabul edilmesini istiyorlar? Bu kendini Aydın sanan insanlara ve destekçilerine Atatürk’ün sözleriyle cevap verelim ve yüzlerindeki maskeleri düşürelim. Ne diyor Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk; ‘’…..Yani aydın sınıfın halka telkin edeceği ülküler, halkın ruh ve vicdanından alınmış olmalı. Hâlbuki bizde böyle mi olmuştur? O aydınların telkinleri milletimizin ruhunun derinliğinden alınmış ülküler midir? Şüphesiz hayır.’’ “Aydınlarımız içinde çok iyi düşünenler vardır. Fakat genellikle şu hatamız vardır ki, inceleme ve araştırmalarımıza zemin olarak çok kere kendi memleketimizi, kendi tarihimizi, kendi ananelerimizi, kendi hususiyetlerimizi ve ihtiyaçlarımızı almalıyız. Aydınlarımız belki bütün cihanı, bütün diğer milletleri tanır, ama kendimizi bilmeyiz.” (20.03.1923, Konya Gençleriyle Konuşmasından) “Aydınlarımız, milletimi en mesut millet yapayım der. Başka milletler nasıl olmuşsa onu da aynen öyle yapalım der. Lakin düşünmeliyiz ki, böyle bir görüş hiç bir devirde muvaffak olmuş değildir. Bir millet için saadet olan bir şey diğer millet için felaket olabilir. Aynı sebep ve şartlar birini mesut ettiği halde diğerlerini bedbaht edebilir. Onun için millete gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü ilminden, keşiflerinden, gelişmelerinden istifade edelim, ama unutmayalım ki, asıl temeli kendi içimizden çıkarmak mecburiyetindeyiz.” (20.03.1923, Konya Gençleriyle Konuşma.) Son olarak, onlara benim aydın demeye dilim varmıyor. Siz ne derseniz deyin. Şu sözümü de hiç aklınızdan çıkarmayın, Vicdansız insanların hudutları belirsizdir! Onlarla güven problemi yaşamak kaçınılmazdır. AYDIN Aydınlılar çok kızmışlar Aydın yok deyince bizlere! Sakın ola ki alınmasınlar, Sözümüz biz aydınız diyen kendini bilmezlere. Ne ekersen onu biçersin, Ekmediğinden neyi beklersin? Bazıları aptal demişler halkına, Nasıl Aydın çıkmışlar, varamamışlar farkına! Yüksek puanla kazanılan, Marka üniversiteler varda, Bilime İrfana katkıları yokta! Siyasete soyunmuş olanda hercümerç akıl bulunmakta! Hiçbir şey olmaz yata uyana! Aydınlanmaz İnsan ite kakıla! Yarına emin adımlarla yol alırsın diyor ATA. İkram Gökhan Akcebe Memleket sevdalısı, yüreği hizmet aşkıyla yanan, insanları birbirinden ayırmadan değer veren, tüm aydınlarımızın affına sığınarak yazımı tamamlıyorum. Saygılarımla.