Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu

Italo Calvino

Size çok garip bir romanla geldim. Daha doğrusu garip kelimesi biraz hafif kalır. Çünkü bu kitabı anlatmak için şu kelimelerden destek almam lazım.

Tuhaf, Enteresan, Farklı, Deneysel...

Birbirinin benzeri olan bu kelimeler bu kitap için az bile kalır.

Eğer bu kitaba başlamak istiyorsanız. (Tövbe) Öncelikle niyet edeceksiniz. Bu kitap oldukça sersemletici zaman zaman sinir bozucu olduğuna şahit olacaksınız. Romanın girişi şu şekilde başlıyor.

“Italo Calvino’nun yeni romanı, Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu adlı yeni romanını okumaya başlamak üzeresin. Rahatla. Toparlan. Zihnindeki bütün düşünceleri kov gitsin. “

Bu kitap yıllar önce bana tesadüf esere gelmişti. Övüldüğünü ya da sövüldüğünü görmedim. O dönemler peynir ekmek gibi kitap okuyan biri olarak bu kitaba başladığım anda sanki bir betona çakılmış gibi hezeyana uğradım. Okuma hızım bir anda yavaşladı. Çünkü yazarın ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum. Ne yapmak istediğini anlamaya çalıştıkça kitaptan kopmaya başladım. Daha sonraları aslında yazarın istediği şeyinde kitaba odaklanmamam olduğunu öğrendim.

“Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu” kitabı doğrudan okuru hedef alan deneysel bir çalışma olarak ismini bilinmeyen listelere yazdırmıştır. Ben kitap isminde bile bir mana aramaya çalışsam da bulamadım. Çok popüler bir kitap olmasa da herkesin “ya bu kitap çok farklı kesin okumalısın” diye bahsettiği ve tavsiye ettiği bir üne sahip.

Kitap enteresan başlangıcıyla okuru şaşırtıyor. Hadi diyorsun biraz okuduktan sonra uyum sağlarım. Ama yok olmuyor. Tam bir hikâye başlıyor, bir bakıyorsun seni o hikâyeden koparıyor.  Birden seninle konuşmaya başlıyor aniden yeni bir hikâye başlıyor. Yani yazar resmen okuyucuyla küçük oyunlar oynuyor. Bu nedenle okuyucu alışıla gelmişin dışında bir yazım tarzıyla karşılaşınca bocalıyor. Bu kitapta bana aynen o hissi vermişti. 

Kesinlikle bu kitap bir başlangıç kitabı değil. Eğer öyle çok kitap okumadıysanız. Hatta çok farklı türlerde kitap okumadıysanız. Bu kitabın repertuar sizi tepetaklak edebilir. Hani derler ya “bu işi yapman için kırk fırın ekmek yemen lazım” diye işte o zaman okuyacağınız kitap oluyor kendileri.

Ya ben okurum ne var bunda dediğinizi duyar gibiyim. Herkesin okuyabileceği bir kitap olmasına rağmen, herkesin anlayabileceği bir kitap değil. Karışık düşündürücü bir sohbet edasıyla yazılmış, içimde ukde kaldı diyeceğiniz bir çalışma.

Okuyucuyu yazdıkları dahil edip onu da romanın içerisine koyuyor.

Ancak her yeni sayfayla Calvino’nun şahane yazarlığının yanında çok iyi bir okur olduğunu keşfediyorsunuz. Zira okurun hangi anda hikâyenin devamını öğrenmek isteyeceğini bu denli iyi bilmek için iyi yazar olmak yetmez. Sağlam bir okurda olmalısınız.

Roman akıcı fakat devamını öğrenmek için iştahla sayfayı çevirdiğiniz anda calvino bir başka roman daha yazmaya başlıyor.