Anadolu Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler ve Avrupa Birliği (AB) üzerine araştırmalar yapan Doç. Dr. Erhan Akdemir, İtalya seçimleri başta olmak üzere Türkiye olan etkilerini ve İran’ın son durumunu değerlendirdi. Avrupa’daki aşırı sağ partilerin son dönemlerde hareketlenmesinin aynı zamanda popülist bir dalgalanma olduğuna da değinen Doç. Dr. Akdemir, “İtalya’daki seçim sonuçlarına bakıldığında 2. Dünya Savaşı sonrası hem radikal sağ görüşlü bir parti ile halk yüz yüze geldi hem de ilk defa kadın başbakan seçildi” şeklinde konuştu.

“Türkiye ve İtalya uzun yıllardır birbirlerini destekliyordu”
“İtalya’nın Kardeşleri Partisi lideri Giorgia Meloni’nin sosyal medya paylaşımlarından da anlaşılacağı üzere tamamen yabancı ülkelere karşıt bir politika izlenecektir” diyen Akdemir, “Uzun yıllardır İtalya’nın AB üyeliği konusunda Türkiye’ye destek verdiğini biliyoruz. Dengeli bir diploması yolunu tutan bu iki ülkenin pozisyonu yakında değişecek gibi gözüküyor. Fakat bunun başlıca sebebi Türkiye’nin yaşadığı ekonomik durum veya demokratik sebepler değildir. İtalya’nın Kardeşleri Partisi’nin siyasi görüşüdür yani dini, kültürel ve kimliksel etkenlerden kaynaklanıyor” dedi.

“Meloni İtalyan kimliğini ve kültürünü öne çıkartma taraftarıdır”
İtalyan lider Meloni’nin, AB’ye ters gelebilecek bir düşünce yapısına sahip olduğunu belirten Akdemir; “Meloni, AB’nin bütünleşmesi ve federalleşmesinden yana değil. Aksine her ulus kendi kararını kendisi tayin etsin düşüncesindedir. İtalyan kimliğini ve kültürünü öne çıkartmak istiyor. Fakat hükümetinin resmileşmesinden sonra tüm bu sert vaatler yumuşayabiliyor veya tamamen değişebiliyor. Hep birlikte göreceğiz” diye ifade etti.

“Karşılaştırmalı siyasal sistemler üzerine analiz yapmalıyız”
İtalya’da ilk defa bir kadın başbakanın seçildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Akdemir, “Kadın hakları açısından İtalya’da ilk defa seçilen bir başbakanın eksikliği sorgulanması gerekiyor. Benzer bir şekilde İran’da da müthiş bir trajedi hâkim. 1960’da İran’da kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınırken şimdi ki hale şahitli ediyoruz. Karşılaştırmalı siyasal sistemler üzerine analiz yapmalıyız çünkü toplumlar statik değil dinamiktir. İktidarların değişmesi; kadın hakları, insan hakları, özgürlük vs. bugün akla gelecek tüm sosyolojik olaylara yansıyor. İktidar, güçtür. Bugün İtalya’da kadın bir liderin başa gelmesi kadın hakları açısından iyi gibi gözüküyor fakat göçmen sorunu bakımından pozitif bir öngörüde bulunamıyorum” diyerek sözlerini tamamladı.