İsrail’in Orta Doğu’da yürüttüğü operasyonlar ve Gazze hattındaki gerilim devam ederken, gözler bugün Tel Aviv’de yapılacak kritik bir zirveye çevrildi. İsrail Başbakanı Netanyahu, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Hristodulidis, bölgedeki dengeleri doğrudan etkileyecek stratejik bir gündemle bir araya geliyor. Bugün saat 15.30’da başlaması planlanan bu üçlü zirvenin en çarpıcı maddesini ise doğrudan Türkiye’nin bölgedeki kapasitesine karşı planlanan "ortak bir askeri güç" projesi oluşturuyor. Savunma iş birliğini derinleştirmeyi hedefleyen üç ülkenin, toplantı sonrası ortak bir basın bildirisiyle alınan kararları dünyaya duyurması bekleniyor.
Zirvenin detaylarına bakıldığında, uluslararası basında yankı uyandıran "Hızlı Müdahale Gücü" planı dikkat çekiyor. Taslak aşamasındaki plana göre; İsrail ve Yunanistan’ın bin, Güney Kıbrıs’ın ise beş yüz asker göndermesiyle toplam 2 bin 500 kişilik bir askeri birlik oluşturulması tartışılıyor. Bu gücün özellikle Rodos ve Karpathos gibi stratejik adalarda konuşlanması ve üç ülkenin askeri altyapılarını ortak kullanıma açması hedefleniyor. Bu adım, bölgedeki savunma stratejilerini "caydırıcılık" ekseninde yeniden kurgularken, sahadaki ortak tatbikatlar ve gizli görüşmelerle askeri planlamaların tek bir merkezden yönetilmesini amaçlıyor.
Diplomatik trafiğin diğer önemli ayağını ise uzun süredir rafa kalkan East-Med Doğalgaz Boru Hattı projesi oluşturuyor. 2020’de imzalanan ancak ABD’nin desteğini çekmesi ve teknik zorluklar nedeniyle ilerleyemeyen proje, İsrail tarafından 2025 yılı bitmeden yeniden masaya getirildi. Her ne kadar projenin sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri olsa da, iki ülke arasındaki askeri yakınlaşma enerji alanındaki tıkanıklığı gölgede bırakıyor. 2008 yılındaki "Şanlı Sparta" tatbikatıyla ivme kazanan askeri ortaklık, bugün "Iniochos 2025" gibi geniş kapsamlı tatbikatlarla ve milyar dolarlık silah alımlarıyla zirveye ulaştı. Özellikle Yunanistan’ın İsrail’den aldığı PULS roketatarları ve "Aşil Kalkanı" hava savunma sistemi üzerindeki görüşmeler, bu ittifakın Akdeniz’de kalıcı bir askeri blok oluşturma niyetini açıkça ortaya koyuyor.