Her çalışanın ihtiyacı olduğu gibi ben de yıllık iznimin bir bölümünü kullandıktan sonra yeniden sizlerleyiz.

Yazının başlığına dikkat çekmek isterim.

Türkiye’nin en büyük gazeteci meslek kuruluşu olan Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun “Bayram” gazetesinin manşetiydi bu başlık.

Çok anlamlı geldi bana.

Gazeteciler, gazeteleri aracılığıyla meslekleri boyunca hep sıkıntıya düşmüş, zorda olan kesimlerin sesini duyurmaya çalışagelmiştir.

Bu böyle de devam edecek.

Ancak bir gün gazetecilerin de seslerini duyurmaya çalışacakları hiç aklıma gelmemişti doğrusu.

 

***

Yaygın medyanın durumu malum.

Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar gazete ve televizyonla demokrasi mücadelesi vermeye çalışıyor.

Geri kalanı hep yandaş.

Yerel basın ise şimdiye kadar, zorluklar çekse de kendi yağıyla kavrulmaya çalışıyordu.

İktidarın son uygulamalarıyla artık bıçak kemiğe dayandı.

Yerel basın gazeteleriyle, televizyonlarıyla adeta nefes boruları kesilmiş durumda.

 

***

Çok sayıda yerel gazete ya kapandı ya da kapanma aşamasında.

Bu tehlike Türkiye Gazeteciler Federasyonu tarafından da çeşitli zeminlerde duyurulmaya çalışıldı.

Şimdi gelelim başlıktaki konuya.

Kentlerin gücü bir anlamda yerel basınıyla da ölçülüyor.

Güçlü kentlerin yerel basını da güçlü oluyor.

O kentin dinamikleri yerel basınına sahip çıkmak durumundadır.

Eskişehir’de de durum diğer illerden farklı değil.

Yerel basın zor zamanlardan geçiyor.

Bu nedenle de Eskişehir’in kurumları yerel basına destek vermek durumundadır.

Aksi halde, sesinizi duyurmaya çalışan yerel basın sesinizi duyuramaz duruma gelecektir.

Siz bizim sesimizi duymazsanız, bizler de sizlerin seslerinizi duyuramayacak durumlara gelmemek için yerel basınınıza sahip çıkmalısınız.