SAĞLIK & YAŞAM

Ruhun vitamini, gerçek arkadaşlık!

İnsanların sosyal varlıklar olduğunu belirten uzmanlar, arkadaşlığın, yalnızca bir sosyal alışkanlık değil, psikolojik bir ihtiyaç olduğunu söylüyor.

Araştırmaların güçlü sosyal bağlara sahip bireylerin daha uzun yaşadığını, stresle daha iyi başa çıktığını ve depresyona daha az yakalandığını gösterdiğini aktaran Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Dayanışma devreye girer. ‘Yalnız değilim’ hissi, birçok psikolojik sarsıntıyı hafifletir. Ayrıca birlikte gülmek, birlikte üzülmek, hayatı daha anlamlı kılar.” dedi. Farklı kültürlerden ve yaşam tarzlarından gelen arkadaşların, hoşgörüyü ve empatiyi artırarak dünyaya bakışımızı genişlettiğini de ifade eden Aydın, teknolojinin sunduğu sanal arkadaşlıklarınsa değerli olsa da yüz yüze ilişkilerin yerini dolduramadığını vurguladı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, arkadaşlık ilişkilerinin psikolojik sağlık üzerindeki önemi ve gerçek sosyal bağların yaşam kalitesine katkısı hakkında bilgi verdi.

Arkadaşlık, güven ve duygusal destek sunar…

İnsanların doğası gereği sosyal varlıklar olduğunu hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Doğduğumuz andan itibaren, bağ kurmak, anlaşılmak ve kabul görmek isteriz.” dedi.

Bu ihtiyaçların en samimi karşılandığı yerlerden birinin de arkadaşlıklar olduğunu aktaran Aydın, “Arkadaşlık, sadece birlikte vakit geçirme değil; duygusal anlamda paylaşımda bulunma, destek alma ve kendini güvende hissetme zeminidir. Psikolojik olarak arkadaşlık, yalnızlık hissini azaltır, özsaygıyı artırır ve stresle başa çıkmayı kolaylaştırır. Örneğin, bir sınav öncesi kaygılandığınızda, sizi motive eden ya da birlikte konuları tekrar ettiğiniz bir arkadaş, sadece başarınızı değil ruh sağlığınızı da olumlu etkiler.” şeklinde konuştu.

Sosyal destek, bir nevi ruhun vitamini gibi…

Yapılan birçok bilimsel araştırmanın, güçlü sosyal bağları olan insanların daha uzun yaşadığını, daha az depresyona girdiğini ve fiziksel hastalıklarla daha iyi baş ettiğini gösterdiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, şunları söyledi:

“Sosyal destek, bir nevi ruhun vitamini gibidir. İşten çıkarılan bir kişi yalnızsa bu süreci daha yıkıcı bir şekilde yaşayabilirken, arkadaşları olan biri dertleşebilir, öneri alabilir, duygusal yükünü paylaşabilir. İşte dayanışma burada devreye girer. ‘Yalnız değilim’ hissi, birçok psikolojik sarsıntıyı hafifletir. Ayrıca birlikte gülmek, birlikte üzülmek, hayatı daha anlamlı kılar.”

Arkadaşlar sadece zaman geçirdiğimiz insanlar değil, kişiliğimizi etkileyen güçlü aynalar!

“Arkadaşlarımız, kim olduğumuzun aynası gibidir.” diyen Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Onlarla kurduğumuz ilişkiler, hangi değerlere önem verdiğimizi, nelere güldüğümüzü, nelere üzüldüğümüzü gösterir. Özellikle ergenlik ve genç yetişkinlik döneminde arkadaş grupları, kimliğin şekillenmesinde büyük rol oynar.” dedi.

Sanata düşkün, üretken bir arkadaş grubunun içinde yer alan bir gencin, bu çevrenin etkisiyle kendini ifade etme yolları geliştirerek sanatsal etkinliklere yöneleceğini ifade eden Aydın, “Buna karşın, sürekli olumsuz konuşan ve her şeyi eleştiren bir grupta olan biri zamanla kendi benlik algısında da bir karamsarlık geliştirebilir. Yani arkadaşlarımız sadece zaman geçirdiğimiz insanlar değil, kişiliğimizi etkileyen güçlü aynalardır.” açıklamasını yaptı.

Farklılıklar kişinin hem dünyaya bakışını hem de kendine olan anlayışını derinleştirir…

Farklı kültürlerden ya da yaşam tarzlarından gelen arkadaşların, düşünce dünyamızı genişleteceğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Her insan, kendi yaşadığını ‘doğru’ ya da ‘normal’ olarak kabul etme eğilimindedir. Ancak farklılıklarla karşılaştıkça, alternatif yaşam biçimlerini, başka bakış açılarını keşfederiz. Bu da empati yeteneğimizi artırır, hoşgörüyü besler.” dedi.

Hiç seyahat etmeyen birinin, başka bir ülkeden gelen arkadaşı sayesinde o kültürün yemeklerini, müziklerini, bayram geleneklerini öğrenebileceğini ya da farklı ekonomik geçmişe sahip bir arkadaşın, hayata karşı daha sade ya da farklı bir duruş kazandırabileceğini söyleyen Aydın, bu çeşitliliğin kişinin hem dünyaya bakışını hem de kendine olan anlayışını derinleştireceğini vurguladı.

Arkadaşlık sadece bir sosyal alışkanlık değil, psikolojik bir ihtiyaç!

Teknoloji sayesinde dünyanın öbür ucundaki insanlarla bile iletişim kurmanın mümkün hale geldiğini hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Bu, birçok açıdan avantajlı. Ancak sanal arkadaşlıklar, yüz yüze ilişkilerin yerini tam anlamıyla dolduramıyor. Dijital ortamda kurulan ilişkilerde beden dili, göz teması, dokunma gibi bağ kurmayı derinleştiren unsurlar eksik kalıyor.” dedi.

Sosyal medyada sıkça mesajlaşılan kişilerle yüz yüze geldiğinizde konuşmaların aynı doğallıkta olmayabileceğine dikkat çeken Aydın, sözlerini şöyle tamamladı:

“Çünkü dijital ortamda iletişim daha kontrollüdür, anlık tepkiler sınırlıdır. Bu da duygusal yakınlık kurmayı zorlaştırabilir. Ayrıca sanal ortamlardaki ilişkilerde kişiler bazen sadece ‘görünmek istedikleri gibi’ davranabilir. Bu da gerçek bağın oluşmasını engeller. Elbette internet üzerinden kurulan dostluklar da değerli olabilir; özellikle ortak ilgi alanlarında birleşen insanları bir araya getirir. Ancak denge önemlidir. Yüz yüze ilişkilerde kurulan bağların derinliği ve kalıcılığı çoğu zaman daha fazladır.

Arkadaşlık sadece bir sosyal alışkanlık değil, psikolojik bir ihtiyaçtır. Hayatın zorluklarında omuz veren, sevinçleri büyüten, aynaya baktığımızda kendimizi daha net görmemizi sağlayan dostluklar, ruh sağlığımız için vazgeçilmezdir. Farklılıklara açık olmak, çevremizi çeşitlendirmek ve teknolojinin sunduklarını dengeyle kullanmak, daha sağlıklı ve doyurucu ilişkiler kurmamıza yardımcı olur. Unutmayalım, gerçek bir dost bazen bir terapistten daha fazla iyi gelir.”

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }