Av. Betül Duman konuşmasına şiddetin kime karşı olursa olsun en temel anlamıyla bir insan hakları ihlali olduğunu belirterek başladı. Kadınların çoğunluğun tahakkümü altında kalan ve bu anlamda şiddete, ayrımcılığa ya da horlanmaya daha çok maruz kalan dezavantajlı bir grup olduğunu belirten Av. Betül Duman, bu nedenle tüm dünyada kadına yönelik şiddetle ilgili çeşitli özel düzenlemeler yapıldığını söyledi. Kadına yönelik şiddetin fiziksel, psikolojik, cinsel ya da ekonomik boyutlu olabileceğini ifade eden Av. Betül Duman, psikolojik şiddetin tespit ve ispat edilmesinin çok zor olduğunu, cinsel şiddete uğrayan kadınların ise bunu dile getirmekten çekindiklerini kaydetti. Şiddet ile ilgili en büyük sıkıntının şiddetin bir şekilde meşrulaştırılmaya ve mazeret üretilmeye çalışılması olduğunu belirten Av. Betül Duman, şiddeti sadece eğitimsiz ve yoksul kadınların gördüğü şeklindeki algının da çok yanlış olduğunu çünkü her ekonomik ve kültürel gruptan kadının şiddete uğradığını ifade etti.
HAKLI GEREKÇESİ OLAMAZ
Kadına yönelik şiddetin hiçbir haklı ya da meşru gerekçesinin olmadığını dile getiren Av. Betül Duman, şiddeti gerekçelendirme ve meşru zemin yaratma çabalarının şiddetin yeniden üretilmesine katkıda bulunduğunu söyledi. Av. Betül Duman şiddete uğranıldığında ya da şiddete uğrayan biri görüldüğünde polise ya da jandarmaya ihbarda bulunmak, Baroların danışma merkezlerine başvurmak, Valilik ve Kaymakamlıklardan yardım istemek, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Alo 183 hattını aramak gibi yolların izlenebileceğini söyledi. Av. Betül Duman 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında alınan koruyucu ve önleyici tedbirler ve bunların uygulanması hakkında da genel bilgiler verdi.