SAĞLIK & YAŞAM

Dünyaca ünlü liderlerde bile bu rahatsızlık görülüyor

Prof. Dr. Çınar Yenilmez, en üst düzey yönetici ve liderlerin bir kısmında bile bipolar bozukluğun görüldüğünü belirtti.

En üst düzey yönetici ve liderlerin bir kısmında bile bipolar bozukluğun görüldüğünü belirten Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Çınar Yenilmez, hastalığın en iyi tedavi edilen psikiyatrik bozukluklar arasında yer aldığını kaydetti.

Bipolar bozukluğun iki uçlu duygu durum bozukluğu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yenilmez, duygu durum bozukluklarının psikiyatride en yaygın görülen ruhsal bozukluklar olduğunu vurguladı. Depresyon ile depresif duygu durum bozukluğunun farklı şeyler olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yenilmez bipolar bozukluğun depresyonla beraber ya da tek başına taşkınlık veya depresyon nöbetleri ile gerçekleşebildiğini belirterek, “Bipolar bozukluk, en az bir hafta süren hemen her gün olan gün boyu devam eden depresyonun tam tersi bir durum. Aşırı bir coşku, kabarmış bir duygu durum, öfke nöbetleri olabiliyor, uyku ve iştahta azalma olabiliyor, cinsel istek artışı, özgüven patlaması oluyor, kişi kendisini farklı, önemli üstün özellikleri olan birisi olarak değerlendiriyor, ciddi riskli olan davranışlarda bulunuyor; hızlı araba kullanma, alkol kullanma, riskli yatırımlar yapma, kumar oynama vs. gibi. Belirtilere şüphecilik, kuşkuculuk, güvensizlik gibi psikotik belirtiler de eşlik edebiliyor” diye konuştu.

“Bipolar bozukluğu olan bireylerde boşanmalar daha sık görülüyor”
Bipolar bozukluğun belirtilerini, “İlişkilerde bozukluk, sık iş değiştirme, evlilikte sık sorun yaşama” olarak örnekleyen Prof. Dr. Yenilmez, “Bipolar bozukluğu olan bir kişi birden fazla evlilik yapabiliyor, boşanmalar daha sık görülüyor. Beklenen yaşam ömrü azalıyor, örneğin beklenen yaşamdan on yıl daha erken ölüyor. Bazen şizofreni gibi psikotik rahatsızlıklar yirmi yıla sebep olabiliyor” dedi. Bipolar bozukluğun üretkenlikle ilgisi olan bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yenilmez, “Dünya Bipolar Günü’nün 30 Mart olmasının bir nedeni, Van Gogh’un doğum tarihi olması. Üretken olarak tanımladığımız ve bir çırpıda aklımıza gelen ressam, müzisyen, sanatçı, heykeltıraş, romancı, hatta dünya çapında ünlü liderlerin bir kısmında bipolar bozukluk olduğu biliniyor” dedi.

“Yaşam olayları bu hastalığı tetikleyebiliyor”
“Hastalık 10’lu yaşların sonu 20’li yaşların başında insanların kariyerlerinin başladığı, askere gittiği, evlendiği, işe girdiği, şehir değiştirdiği dönemlerde başlıyor. Yaşam olayları bunları tetikleyebiliyor. O zaman da çok fark edilemeyebiliyor. Bir uyum bozukluğu gibi düşünülüyor hâlbuki erken fark edilse kişi herkes gibi akademik performansını sürdürebilir, istiyorsa profesör olabilir, en üst düzey yöneticiliğe kadar gidebilir” diyen Prof. Dr. Yenilmez hastalığın ilk dönemlerinde bir yas süreci yaşanabildiğini, kabullenilemediği için tedavi sürecinin aksatılabildiğini, hastalığın kronikleşmesine yol açılabildiğini söyledi. Hastalığın beynin limbik sistem bölgesindeki nöron aktivitelerinin yapısı ya da işleyişinde bozukluk sonucu ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Yenilmez, Tip1 Bipolar’ın Mani, Tip2 Bipolar’ın Hipomani olarak adlandırıldığını; her bir atağın ciddi, yıkıcı sonuçları olabildiğini belirterek şöyle devam etti:

“Atak dönemindeki riskli davranışların başında para harcama geliyor. Öyle hastalarımız var ki servetinin ya da ekonomik mal varlığının yarısını bir atakta kaybedebiliyorlar. Onun dışında riskli cinsel yaşantılar olabiliyor, Madde kullanımları olabiliyor. Daha sonra bunlardan dolayı da hastalar yoğun depresyon dönemi olan bipoların ikinci kutbu olan depresyona geçiyorlar. Mani döneminde geçirdiği süreden çok daha uzun bir süreyi depresyon olarak geçiriyor ve depresyona dönüşüyor bu durum ve bazen kendine zarar verme girişimlerine kadar gidebiliyor. O yüzden hastalığı tanımladığımız zaman iki kutup ve iki uç arasındaki duygu durumu dengeleyici ilaçlarla iyi dengeleyebilirsek, normal sabit bir hale gelebilir. Yani bu hastalığın sevindirici yanı en iyi tedavi edilen psikiyatrik bozukluklar arasında olmasıdır.”

Bipolar bozukluğun tedavisinde, ilaç tedavisine ek olarak psiko-eğitimin de uygulandığını belirten Prof. Dr. Yenilmez sözlerini, “Aile desteği ve kişinin içerisinde bulunduğu bir tedavi modeli hastalığı yüzde 100 iyileşmeye götürebiliyor” diye sonlandırdı.

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }