Köçek Ali’nin sözlerine inanan Külkedisi, arkadaşı Köçek Ali’nin dediği gibi hareket eder. Köçek Ali, değirmencinin evine varır. Kapıyı tıklar. Kapı açılır. Gelen tanrı misafiridir denilerek Köçek Ali eve buyur edilir. Köçek Ali, sürekli Suna Kızı görmeyi içinden geçirir. Birkaç sözden sonra, durmadan etrafa göz gezdirir. Köçek Ali, Suna Kız terlik getirir düşüncesiyle ayağına terlik ister. Öbür oda da olan Suna Kıza, kızın annesi seslendi:

-Kız Suna, misafire terlik getir.

Kız, terlik getirdiğinde Köçek Ali ile Suna göz göze gelirler. Köçek Ali, kızın güzelliğinden şimşek çarpmış gibi olur. İçinden şöyle der:

-Ben, enayimeyim. Bu güzel kızı, Külkedisine kaptıracak. Ben, bu alımlı kızı kendime yapayım.

Köçek Ali ile göz göze gelen Suna’nın yüreğinde de bazı kıpırtılar olur. Köçek Ali İle Suna Kız göz göze geldiklerinde, Köçek Ali ile Suna birbirlerinden elektrik alırlar.

Kızın babası değirmenci, Köçek Ali’ye şöyle bir soru sorar:

-Evladım, senin buraya geliş nedenin nedir?

 Köçek Ali cevap verir:

-Efendim, ben bu yöreyi ve sizleri bilirim. Her ne kadar buralı değil isem de sizlerin ve Suna’nın övgüsünü çok duydum. Askerliğimi yaptım. Şehirde oturuyorum. Çok şükür, param pulum var. İşim gücüm var. Varlıklı sayılırım. Evlenme çağım da geldi. Allah’ın emriyle kızınız Suna’yı sizden kendime eş olarak istiyorum. Köçek Alinin bu sözleri üzerine Değirmenci dedi:

-Evlat, senin aile büyüklerin yok mu? Suna, bakalım bu işe razı olacak mı?

Kapıyı dinleyen Suna, bu sözleri duyduktan sonra odaya daha sık girip çıkmaya başlar. Suna, odaya işveli işveli girip çıkar. Suna, işveleriyle Köçek Ali’nin başını döndürür. Suna, Köçek Ali’ye ikramları bollaştırır. Odaya her girişinde Köçek Ali’ye bakmaya çalışır. Köçek Ali’de durmadan kızı keser. Yani kızı pür dikkat takibe alır. Kız ile Köçeğin birbirlerine her bakışları, birbirlerinin yüreğine birer ok gibi saplanır.  Bu arada değirmenci ve karısı Köçek Ali’yi iyiden iyiye sorgulayıp incelerler.

Köçek Ali bu! Açık verir mi? Köçek Ali’yi yakından tanıyanlar onun adını duyduklarında bin düşünür bir karar verirler. Köçek Ali ile alakalı bir şey olduğunda kılı kırk yararlar.

Bu arada Köçek Ali ve kız için zaman tez geçiyor. Adeta zaman, suyun şelaleden akıp gittiği gibi süratle akıp gider.  Köçek Ali ile Suna kız, birbirlerini biraz daha fazla görmeyi arzu edereler. Bu nedenle Köçek Ali, evden istemeyerek ayrılır. Kız da onun tez elden evden ayrılmasını istemez.

Değirmencinin karısı uyanık cin gibi bir kadındır. Cinlikte, Köçek Ali’ye ters çarık giydirecek kadar cin birisidir. Köçek Ali, evde kaldığı sürece Köçek Ali’nin kız ile yalınız kalmasına fırsat vermez.

Köçek Ali, evden ayrılır. Suna ile Köçek Ali’nin gözleri ve gönülleri birbirlerinde kaldır. Köçek Ali, Külkedisine aldırmadan ve sağa sola bakmadan evden uzaklaşır. Köçek Ali’nin evden uzaklaştığını gören Külkedisi, Köçeğin peşinden koşar. Köçek Ali’ye yaklaşıp heyecan içerisinde merakla sorar:

-Arkadaşım Ali, ne yaptın? Kızın gönlünü bana yapabildin mi? Suna Kız, bana gelecek mi?

Köçek Ali, yarış kazanmış süvarinin atı gibi mağrur bir şekilde Külkedisine dedi:

-Arkadaşım İsmet, senin adına çok üzgünüm! Senin için o kadar uğraştım. Bütün uğraşılarıma rağmen ancak kızın gönlünü kendime yapabildim.

Köçek Ali’den bu sözleri duyan Külkedisi kafasına kurşun sıkılmış gibi yere yığılır. Olduğu yerde kalakalır. Bu durumu fırsat bilen Köçek Ali, Külkedisine hiç bakmadan oradan uzaklaşıp gider.

Külkedisi, bir süre sonra kendisine gelir. Arkadaşı Köçek Ali’den bu sözleri duyan Külkedisi, kırağı vurmuş meyve gibi o an kararıverir.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli, olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!