"Şimdi Rum'ları çıldırtan tek husus, Kıbrıs Türk halkının 'kurucu ortak, eşit hak ve self determinasyon hakkını kullanacak güçte bir siyasi bünye' olarak ayakta durmasıdır. Bunu yıkmak için tek çare 'işgal' şikayetlerini devam ettirirken 'Devletin Varlığı Bölünmez' yaygarası ile dünyayı kandırma kampanyasına hız vermektir. 'Meşru Kıbrıs Hükümeti' görüntüleri ve 'Kıbrıs Halkı' hikayeleri devam ettikçe gayeye ulaşacaklarına inanıyorlar" 1983

Dr.Fazıl KÜÇÜK

 

 

BM Genel Yazmanı Bay Antonio Guterres'in son günlerde dünyanın açlık ve kıtlık tehdidi altında olduğu söylemi yeni bir tartışmanın da fitilini ateşlemiş oluyor. Bununla da yetinmeyerek sömürgeciliğin aynı zamanda Güvenlik Konseyi gibi uluslararası kuruluşlarda da devam ettiğine işaret ediyor. Dünya sorunlarının küresel kuruluşlarda yapılacak yeniden yapılandırma ile çözülebileceğini de kaydediyor.

Bir süredir benzer sıkıntılar da Kıbrıs uyuşmazlığının çözümü temelinde gösterilen yanlı tutumlar nedeniyle sıklıkla yaşanıyor. Bu nedenle işlevini de kaybediyor. Yapının çatırdıyor olmasının temelinde özellikle Amerikalı Trump'ın sürekli kuyulara taş atması ile öne çıkıyor. Adı geçen kişinin BM'e bağlı kuruluşları hedefe koyuyor olmasının bu sonucun ortalıklara çıkmasının da bir nedeni oluyor.

Korona Virüsün tetiklediği ekonomik dengelerin adeta dinamitlendiği günlerden geçiyoruz. AB ülkelerinin yaş almış kişilere gerekli olan ilgiyi göstermeyerek bu kişileri ölüme terk ettikleri biliniyor. Benzer durum Amerika'da da yaşanıyor. Buna koşut olarak göçmenlerle evsizlerin de ilgi alanı dışına itildikleri biliniyor. BM Genel Yazmanının öfkesinin temelinde bu olgular yatmaktadır. Sosyal Devlet yapısının bozulduğu ülkelerin de bu sıkıntıları yaşıyor olmaları uygulanan ekonomik sistemin sonucudur.

AB ülkelerinin bu açmazdan kurtulabilmek ve ekonomik düzlüğe çıkabilmek için 750 milyar Euro'luk kurtarma paketi üzerinde 90 saatlik bir tartışmadan sonra ulaşabildiğini belirtmek istiyoruz.Bu görüşmelere devam edilirken 27 üye ülkenin önde gidenleri arasında görüş ayrılıklarının çıkmasına neden oldular.750 milyar Euro'dan yardım alacak ülkelere hukukun üstünlüğü ilkesine saygı göstermesi koşulunun getirilmek isteniyor olması tartışmaların odak noktası oluyordu.

Bay Nikos Anastasiyadis, Crans Montana'da masayı tekmelemesi sonrasında Kıbrıs müzakereleri kesilmişti. Aradan geçen 3 yıla yakın sürede hiçbir olumlu sayılabilecek gelişmenin yaşanmadığı biliniyor. Buna koşut bazı ülkelerle yeni ortaklıklar kurabilmek için zemin kazanmaya devam ediyorlar. Karşımızdaki unsurun bu yönlü çalışmaları yaparken bizlerin nelerle uğraştığımız biliniyor. Uluslararası alanda tanınmıyor olsak bile bazı çalışmalar yapmamızın gerekli olduğunu düşünüyoruz. Fazla zaman yitirmeden Rum'ların çalışmalarımızı engelliyorlar psikolojisinden de kurtulmamız gerekiyor. Onlar engellemeye ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar izleyenlerin kafasında bir soru işaretinin oluşması da zemin kazanmamızın nedeni olacaktır.

Bay Nikos Anastasiyadis ile Bay Kriyakos Mitsotakis'in AB toplantısı sırasında bir araya geldikleri görüşmeden sonra "AB'nin Türkiye'ye yönelik yaptırımları genişletmesi" çağrısında bulunuyor olmalarını yeni zemin kazanmak olarak okumak artık iyice bıkkınlık veriyor.

Bu nedenle ,

Birlikte hareket etmemizin en büyük gücümüz olduğu gerçeğinin de unutulmaması gerekiyor mu ne...

SEVGİ ile kalınız.

İyi Bayramlar...