“Cumhurbaşkanı Makarios’un Anayasayı tadil önerilerinin açıklanmasından sonra Türkiye Bakanlar Kurulu, Başbakan İsmet İnönü’nün başkanlığında dört saat süren bir toplantı yaparak Kıbrıs’taki durumu etraflıca gözden geçirmiş ve şu açıklama yapılmıştır. ‘Kıbrıs Cumhurbaşkanı’nın muhtırası Zürih ve Londra Antlaşmalarının tadilini teklif etmektedir. Kıbrıs’taki Türklerin hayati hak ve menfaatlerinin korunmasını ihtiva eden bu vesikalar üzerinden müzakere istendiği gibi bu hususun kabulüne imkan olmadığından Bakanlar Kurulunca reddine karar verilmiştir.” Dr. Fazıl KÜÇÜK/1981

                                                                                                                     

Kıbrıs’ta müzakere sürecinin başlatılabilmesi için Garantör ülkelerden Türkiye ve Yunanistan’da yapılacak olan parlamento seçimlerinin sonlanması bekleniyordu. Türkiye’nin gereğini yapmasına karşın aynı durum Yunanistan’da beklentilere yanıt vermedi. Yeni Demokrasi Partisi yapılmış olan seçimden birinci parti olarak çıkmasına karşın ortaklık hükümetinin kurulmasına yeşil ışığı yakmadığı için 25 Haziran’da seçimin yenilenmesi bekleniyor.

Şimdilerde anılan tarihte seçimin yapılması sonrasında da istenen ve beklenen sonucu vermeyeceği savlanıyor. Havaların ısınması sonrasında müzakerelerin Eylül veya Ekim aylarında Newyork’ta yapılması olasılıkları tartışılıyor. Her yıl benzer uygulamaların yapılmakta olduğunu da anımsatmak gerekiyor.

Diğer yandan adanın çevresinde Afrodit doğalgazı deniz altından boru hattıyla Mısır’daki tesislere bağlanacak. Güney Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesinde yer alan Afrodit doğalgazının bu şekilde sunumu çalışmalarına ivme kazandırılmak isteniyor.

Bir süredir bölgede araştırmalar yapmakta olan İtalyan Devlet Hidrokarbon Şirketinin üst düzey yöneticisi Claudio Rescalzi East-Med Poseindon boru hattının inşa edilebilmesi için öncelikle Türkiye ile Kıbrıs Rum Yönetiminin anlaşma yapması gerektiğini söylüyor. Rescalzi, Türkiye ile Kıbrıs Rum Yönetimi arasında çözülmesi zor anlaşmazlıkların da olduğunu belirtiyor. Türkiye olmadan İsrail, Yunanistan ve Rum Yönetiminin boru hattıyla ilgili anlaşmaya varmasını düşünemeyeceğiz diye konuşuyordu.

Rum Yönetimi Enerji Bakanı Yorgos Papanastasis, Rescalzi’nin görüşlerine katılmadığını Mısır ve İsrail seçenekleri olduğunu ve konuya ilişkin görüşmelerin sürgit ettiğini açıklıyor. Afrodit gazının Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine pazarlanmasına Ortodoks Kilisesinin karşı olduğunu açıklamış olduğunu da anımsatmak istiyoruz. Adadaki uyuşmazlığın çözülmeme nedenlerinin önündeki takozun değerlendirmesini sizlere bırakıyoruz. Bu nedenle dışarıdan destek arayışları ile çözümün olamayacağını bilmeleri gerekiyor. 

Bununla yetinmeyenlerin günümüzde AB müktesebatına uygun insan haklarından dem vururken dönüp te arkalarına bakmaları gerekiyor. Bu adayı nasıl bu hale getirdiklerini sorgulamadan çözüme ulaşmanın olanaksız olduğunu da unutmasınlar. Geceleri mezarlık yakınlarından geçenlerin ıslık çalmaları gibi adadaki uyuşmazlığın çözülemeyeceğini bilmeleri gerekiyor.

Bu nedenle devletimizi güçlendirmek ve adanın çevresinde bulunan yer altı zenginliklerinden yararlanabilmek için çalışmalarımıza ivme kazandırmamız gerekiyor mu ne…?

SEVGİ ile kalınız…




 

Ahmet GÖKSAN
[email protected]