SAĞLIK & YAŞAM

Tenisçi dirseği hastalığından korunma yöntemleri

Eskişehir Fizyomer Terapia Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Berrin Akpınar, tenisçi dirseği hastalığından korunma yöntemlerini anlattı.

Tenisçi dirseği hastalığının, kol kemiğinin dirseğe uzanan alt ucunun dış tarafına (lateral epikondil) bağlanan el bileğini yukarı kaldıran kasların tendonlarının kronik dejenerasyonu olduğunu aktaran Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Berrin Akpınar, hastalığın bu adı almasının sebebinin, ilk ve en sık olarak tenis oynayan kişilerde görüldüğünü kaydetti. Dr. Akpınar hastalığın, tenisçilerin raketi el bilekleri ile sıkı kavrayarak, tenis oynarken sıkça el bileklerini zorlayarak kullanmaları sonucunda oluşan bir rahatsızlık olmasından kaynaklandığını söyledi. Tenis oynayanlar dışında el bileğinin tekrarlayıcı yukarı kaldırma, avuç içini yukarı çevirme ve yumruk sıkma hareketlerini yapanlarda da bu hastalığın görüldüğünü belirten Dr. Akpınar, “Popülasyonun yüzde 1-3’ünü etkileyen ve özellikle orta yaşta ortaya çıkan sık görülen bir rahatsızlıktır” ifadelerini kullandı.

“Aşırı zorlayıcı ve tekrarlayan dirsek ve el-bilek hareketlerinden kaçınılmalıdır”
Eskişehir Fizyomer Terapia Fizik Tedavi Uzmanı Dr. Berrin Akpınar, tenisçi dirseğinden korunma yöntemlerini şöyle özetledi:
“Aşırı zorlayıcı ve tekrarlayan dirsek ve el-el bilek hareketlerinden kaçınılmalıdır. Aktivite öncesinde iyice ısınma yapılmalıdır. Bez sıkma, cam silme, kavanoz açma, tornavida sıkma gibi ev işleri arada dinlenerek -örneğin saat başı 15 dakika ara vererek- yapılmalıdır. Yumruk sıkmamaya, cisimleri kavrarken aşırı sıkı kavramamaya çalışılmalıdır. Cisimleri kavrarken avuç içinin yukarı bakacak pozisyonda olmasına dikkat edilmelidir. Bilgisayarda fareyi kullanırken çok sıkı tutulmamalıdır. Küçük olmamasına, avuç içini dolduracak büyüklükte olmasına dikkat edilmelidir.”

Dinlenme ve soğuk uygulama
Tenisçi dirseği hastalığının tedavisinde ağrıya neden olan aktivitelerden kaçınmanın ilk hedef olduğunu belirten Dr. Berrin Akpınar, “Şikâyete neden olacak aktiviteleri kısıtlamak veya modifiye etmek gereklidir. İstirahat ve aktivite sonrası soğuk uygulama yapılabilir. Ayrıca kriyoterapi adı verilen yöntemle hem ağrı azaltılabilir, hem de yangı yatıştırılabilir ki rahatlatıcı etki yanında bu tedavinin iyileştirici etkisi olduğu anlamına da gelir” diye konuştu.

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }