Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki akşam yayınladığı ve parti yönetimini "arınmaya" davet ettiği videonun ardından bazı partililer tarafından sosyal medyada maruz kaldığı yoğun tepki ve linç kampanyasına sert çıktı. Kılıçdaroğlu, TGRT Haber Ankara Temsilcisi Fatih Atik'e yaptığı yeni açıklamalarda ne geri adım attı ne de eleştirilere anlam verebildiğini belirtti. Eski Genel Başkan, kendi hakkında dile getirilen "ihraç" taleplerine de değinerek duruşunun partinin kurumsal kimliğini korumak olduğunu vurguladı.
Kılıçdaroğlu, linç kampanyasına bir türlü anlam veremediğini dile getirirken, hayatı boyunca akçeli işlerden uzak durduğunun altını çizdi. "Ben tüccar değilim, müteahhit değilim, iş adamı değilim. Uzun yıllar bürokraside görev yaptım. Büyük bütçeler yönettim ama adım şaibeyle anılmadı. Adım akçeli işlere bulaşmadı, çocuklarımı da karıştırmadım" ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, asıl meselenin kendisinin değil, CHP'nin kurumsal kimliğinin yolsuzlukla anılamayacağı gerçeği olduğunu söyledi.
CHP'deki rüşvet soruşturmasına atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, "CHP'nin yolsuzlukla anılmamasını söylememden daha doğal ne olabilir ki" diyerek tepki gösterdi. İddianamelerin ortada olduğunu belirten eski lider, kendisine tepki gösteren partililerin "Bu arkadaşlar rüşvetlerle anılabilir, bir sorun yok" demesini mi beklediklerini sorguladı. Kendi dönemindeki yolsuzluk iddialarında adı geçen kişilerin yargıya giderek aklandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, bugün adı iddianamelerde geçen kişilerin de aynı yolu izlemesi gerektiğini vurguladı. "CHP yolsuzluk iddialarına kalkan edilecek bir parti değildir. Bu arkadaşlar gidip aklansınlar gelsinler, görevlerine devam etsinler" diyerek parti yönetimine somut bir yol haritası sundu.
Öte yandan Kılıçdaroğlu, önceki videosunda İmralı kararına ilişkin değindiği "Terörsüz Türkiye" sürecine dair görüşlerini de yineledi. Bu süreci siyasi bir hareket olarak değil, bir devlet projesi olarak değerlendiren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bu sıcak atmosferde risk alması gerektiğini savundu. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Orta Doğu'da karşı karşıya olduğu en büyük tehlikenin İsrail ve ABD olduğunu söyleyerek, Türkiye'nin Suriye'yi başka bir ülkenin egemenliğine bırakamayacağı uyarısında bulundu.