İsrail ve Lübnan'ın, aralarındaki gerilimi düşürmek amacıyla gerçekleştirilecek ateşkes görüşmelerine ilk kez karşılıklı sivil temsilci gönderme kararı alması, diplomatik çevrelerde büyük yankı uyandırdı. İsrail Başbakanlık Ofisi’nden yapılan resmi açıklamaya göre, Başbakan Binyamin Netanyahu, Ulusal Güvenlik Konseyi Direktörlüğü’ne, Lübnan hükümeti temsilcileriyle yapılacak görüşmeler için bir temsilci ataması talimatını verdi. Bu adım, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi ve ekonomik işbirliğinin sağlanması için atılmış öncü bir temel olarak nitelendiriliyor.
Lübnan cephesinde ise heyetin başına, eski Büyükelçi ve tecrübeli hukukçu Simon Kerem atandı. Lübnan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Necat Şeref, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bu görevlendirmeyi Kerem'e yaptığını duyurdu. Bu kararın alınmasında, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) girişimleri etkili oldu. ABD'nin, İsrail tarafının komite heyetine askeri olmayan, sivil bir üyenin katılımına onay verdiğini bildirmesi üzerine Beyrut yönetiminin de sivil atamaya geçtiği belirtildi. Bu önemli kararın, ilgili tüm taraflara iletildiği de açıklamalar arasında yer aldı.
Ateşkesi Denetleme Komitesi, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) himayesinde, Lübnan, İsrail, Fransa ve ABD’nin katılımıyla oluşturulmuş durumda. Jerusalem Post gazetesinin haberine göre, İsrail-Lübnan sınırındaki Nakura bölgesinde gerçekleştirilmesi planlanan kritik görüşmelerde, Tel Aviv’i Ulusal Güvenlik Konseyi’nden Uri Raznik, Beyrut’u ise Lübnan’ın eski Washington Büyükelçisi Simon Kerem temsil edecek.
Bu tarihi uzlaşmanın arkasındaki itici güç, ABD’nin diplomatik çabaları oldu. Bölgeyi yakın zamanda ziyaret eden ABD’nin Lübnan Özel Temsilcisi Morgan Ortagus’un, hem İsrail’e hem de Lübnan’a, askeri temsilcilerin yanı sıra sivil diplomatik temsilcileri de heyetlere dahil etmeleri yönünde güçlü bir baskı yaptığı ifade edildi. Ortagus'un taraflara, "Bu sizin stratejik çıkarınıza" mesajını ilettiği aktarıldı. Bu hamleyle, taraflar arasındaki diyaloğun derinleştirilmesi ve 1948’den beri birbirini tanımayan iki ülkenin normalleşme yolunda somut adımlar atması hedefleniyor.
İsrail ve Lübnan, 1948’den bu yana diplomatik olarak birbirini tanımayan ve uluslararası arenada teknik olarak savaş halinde sayılan iki komşu. Onlarca yıl süren gerilim, özellikle 2024’te Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışmalarla zirveye ulaşmış, İsrail’in başkent Beyrut dahil geniş bir alana düzenlediği saldırılar büyük yıkıma neden olmuştu. Ekim 2022'de imzalanan deniz sınırının çizilmesi anlaşmasına rağmen gerilim devam etmişti. Ancak sivil diplomatların görevlendirilmesi, tüm bu çatışma geçmişine rağmen, yeni bir sayfa açma potansiyeli taşıyan en önemli gelişme olarak kabul ediliyor.