Prof. Dr. Ağca, Türk dilinin yaklaşık 2 bin yıllık bir dil olduğunu belirterek, yüzyıllardır kurallı bir dil olarak günümüze kadar geldiğini söyledi. Dünyanın en eski dillerinden biri olan Türk dilinde yazılı metinlerin 7. yüzyıldan başladığını anlatan Ağca, "Bununla birlikte Türk dilinin miladın başlangıcında var olduğuna dair çeşitli tanıklarımız var, çeşitli ölçütlerimiz var. Dünyanın en zengin dili. Yaklaşık 2 bin yıllık bir dil. Tarihin derinliklerinde oluşmuş bir kurallar bütünüdür Türk dili. Biz bu kuralları bugün koymadık, 6. yüzyılda da, 7. yüzyılda da bu kurallar vardı ve dolayısıyla Türk Dili kendisini koruyor bir anlamda” dedi.

 

“SOSYAL MEDYA TEHDİT EDİYOR”

 

İş yeri isimlerinin, tabelaların yazılışlarının ve sosyal medya araçlarının farklı dilde olmasının Türk dilini tehdit ettiğini söyleyen Ağca, “Bilhassa iş yeri adlarının, ticaret adlarının, tabeladaki isimlerin yabancı sözcüklerden oluşu, Türk dilinin tehdit eden konulardan biri. İkincisi gençlerimizin yoğunluklu olarak kullandıkları sosyal medya araçlarındaki dil bizim dilimizin geleceğini tehdit ediyor. Mesele dilimize gelen yabancı sözcükler meselesi değil, mesele bu sözcüklerin imlası meselesi. Bizim harflerimiz belli, nasıl yazacağımız belli ama bunları İngilizcenin, Fransızcanın imlasıyla yazdığımız takdirde çocuklarımıza okullarda Türkçeyi öğretirken izah etmekte güçlük çekeceğiz bir süre sonra. Dilimizin önündeki en önemli engellerden biri bu sosyal medya sitelerindeki Türkçenin kullanımı. Bir diğeri ise yabancı kelimelerin istilası. Biz bırakın ilköğretim ve orta öğretim okullarındaki öğrencilerin, bu özensizliklerini maalesef üniversite öğrencileri arasında da buna benzer tavırları görüyoruz. Bu oldukça tehlikeli bir durum. Bunun tehlikesi dilin yok olacağından değil, dilimizin yok olma gibi bir durumu mevzu dahi olamaz” ifadelerini kullandı.

 

“TÜRKİYE OKUDUĞUNU ANLAMADA

70 ÜLKE ARASINDA 50. SIRADA”

 

Türkiye’nin, Türkçe bir metni okuyup anlamada ülkeler arasında 50. sırada olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ferruh Ağca, “Dünyadaki 70 ülke arasında 7 ile 15 yaş arasındaki çocuklar üzerindeki yapılan araştırmaya göre, Türkiye, Türkçe bir metni okuyup anlamada 50. sırada. Bu sosyal medyanın dili, kitap okumama ve dildeki erozyon öğrencilerde bir süre sonra dil bilincinin tümüyle kaybolmasına yol açacak. O yüzden oldukça tehlikeli görüyorum” diye konuştu.

 

“BELEDİYELERE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR”

 

Son olarak Türk dilinin korunması hakkında belediyelere önemli görevler düştüğünü belirten Ağca, “Bilhassa Türkçeyi kamuya açık alanda kullanan ticaret erbabı vatandaşlarımızın daha dikkatli olmasını istiyoruz. Öte yandan belediyelerimize çok büyük iş düşüyor. Belediyelerimizin meclislerinde alacakları kararlar doğrultusunda her hangi bir şehirde, her hangi bir yerleşim yerinde açılacak bir ticaret yerinin, ticaret merkezinin isminin Türkçeden başka bir dil ile olamayacağı şeklinde alacakları bir karar açıkçası Türkçenin bu şekildeki tehdit olan durumlarını bertaraf edecektir. Ben onlara çok büyük bir vazife düştüğünü, görev düştüğünü düşünüyorum” şeklinde konuştu.