Konuyla ilgili yapılan açıklamada, Çocuk Hakları Sözleşmesinin 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda oybirliği ile kabul edilerek, 1995 yılında da ülkemizde yürürlüğe girdiği hatırlatıldı.

Açıklamada şu görüşlere yer verildi. “197 ülkenin imzası ile en fazla onay alan insan hakları belgesi olma özelliği taşıyan Çocuk Hakları Sözleşmesi, sözleşmede yer alan hakların bütün çocuklar için olduğunu ve hiçbir çocuğa ayrımın yapılmadan uygulanması zorunluluğunu düzenlenmiştir.

Sözleşmeye göre, Taraf devletler her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler, çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler. Görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip olan her çocuk, yaşı ve olgunluk derecesine uygun olarak kendini ilgilendiren her konuda fikirlerini serbestçe ifade etme hakkına, ekonomik sömürüye, bedensel, ahlaksal, zihinsel gelişmelerini olumsuz yönde etkileyecek uygulamalara karşı korunma hakkına sahiptirler. Çocuğa karşı şiddetin önlenmesi, çocuğun korunması, çocuğun haklarına saygı gösterilmesi ve şiddet içermeyen bir ortamda gelişip var olan potansiyelini tam olarak kullanabilmesi için gerekli ortamın yaratılması da ülkelere yüklenen ödevlerdendir. Devletler, çocuğa karşı şiddetin önlenmesi, şiddetsizliğin teşvik edilmesi, suç sonucu mağdur olmuş çocukların korunması ve rehabilite edilmesi için önlemler almakla yükümlüdür.”

 

MİLYONLARCA ÇOCUK

 

Milyonlarca çocuğun her geçen gün daha fazla istismara uğradığı, işkenceye, ölüme, göçe, çocuk yaşta işçiliğe ve evliliğe zorlandığı belirtilen açıklamada şöyle denildi. “Her yıl milyonlarca çocuk okul eğitimini tamamlayamamakta hatta okula gitme imkanına bile sahip olamamaktadır. Bu çocuklar henüz bedensel ve zihinsel gelişimlerini tamamlayamadan maruz kaldıkları bu ihlaller sebebiyle psikolojik ve bedensel sağlık sorunları yaşamaktadırlar.

Oysa çocuk hakları, önemine uygun olarak, evlilik başvurusundan, anaokulun eğitimine kadar her evrede bireylere anlatılmalı ve neden önemli olduğu konusunda çocuk-büyük demeden tüm bireylerin farkındalığı sağlanmalıdır.

Bütün çocuklar, aralarında hiçbir ayrım gözetmeksizin özgür, mutlu ve insanca bir yaşamın hak sahibidirler.”