Bu köşede taşeron iççilerle ilgili çok yazı yazmışımdır.

Türkiye’de taşeron işçilik gerçekten de sorundur.

Örgütlü olmamaları ise seslerini cılız şekilde duyurmalarına neden oluyor.

Geçtiğimiz gün Eskişehir’de düzenlenen etkinlikle seslerini biraz olsun yükseltmeye başladılar.

Bu ülkenin Başbakanları tarafından taşeron içlilerle ilgili verilen sözler yerine getirilemedi.

Başbakanların, Bakanların açıklamalarına bakarsak, hükümet de istemiyor taşeronluğu ama bir türlü de hayata geçirmiyor.

 

***

Taşeron işçiler önceki gün düzenledikleri etkinlikle bir sessiz yürüyüş gerçekleştirdi, onun sonunda da basın açıklamasıyla taleplerini dile getirdiler.

DİSK Genel İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, taşerona kadro sorununun siyasi malzeme yapılmamasını istedi.

Evet bu konu maalesef siyasi malzeme yapılıyor.

Davutoğlu’nun Başbakanlığı döneminde televizyonlara çıkıp, “Yarın taşeron işçilik bitiyor” açıklamasıhalen kulaklarda.

Keza Başbakan Binali Yıldırım’ın, Çalışma bakanının Eskişehir’de yaptığı açıklama da kulaklarda.

 

***

Taşeron işçi ne istiyor?

Ayırımsız kadro istiyor.

Genel Başkan Remzi Çalışkan’a kulak verelim.

“İstihdam modellerinin değiştiği, dayanışmanın örgütlülüğünün önünde olan engeller, iş cinayetlere neden olan bu sömürü düzenini taşeron düzenini karşı durduk. Alın teri ile insan emeği ile oynanmamalıdır. Bugün söylenen özel statülü özel sözleşmeli kadro ile değil. Bu kadro değil biz ayrımsız bu ülkede emek üreten taşerona mahkum edilen tüm arkadaşlara ayrımsız herkese kadro istiyoruz. Kamu ihtiyacını bu arkadaşlar gideriyor emek üretiyorsa karşılığını kamudan almalılar. Kamu hizmeti ihaleye verilmez. Kamu için çalışan üyelerimizin alın terini karşılığını kamu verecektir. Araya “karbon kağıdına” taşerona gerek yok. Biz taşeron sistemine sömürü sistemine karşı olduk karşı olmaya devam edeceğiz.”

Evet gerçekten de karbon kağıdına gerek yok.

İşçinin üzerinden başkaları kazanıyor.