İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Neşet Aykanat’ın yaptığı açıklamada, 2013 yılından beri her 3 Mart’ta meydanlara çıktıklarını hatırlatarak, “TMMOB olarak bizler, ülkemizdeki iş cinayetlerine dikkat çekebilmek, işçi sağlığının ve iş güvenliğinin önemini vurgulamak için Kozlu Faciası’nın yıldönümünü İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü olarak belirledik ve 2013 yılından bu yana her 3 Mart’ta meydanlara çıkıyoruz. Acımasız sömürü koşulları, güvenliksiz çalışma ortamı, alınmayan tedbirler, uyulmayan kurallar ve uygulanmayan denetimler nedeniyle iş başındayken hayatını kaybeden tüm emekçilerin anıları önünde saygıyla eğiliyor, ailelerine bir kez daha baş sağlığı diliyoruz” diye konuştu.

 

HER 4 SAATTE BİR EMEKÇİ İŞ CİNAYETİNDEN ÖLÜYOR

 

“Ülkemizde çalışma yaşamında yaşanan ölümler uzun zamandan beri sistematik bir hal almıştır” diyen Aykanat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yüzden yaşanan ölümler kamuoyu tarafından kaza değil, cinayet olarak adlandırılmaktadır. Bu cinayetin failleri, kâr hırsını can güvenliğinin önünde tutanlardır. Bu durumu görmezden gelen, gerekli denetimleri yapmayan, sorumluları hak ettikleri biçimde cezalandırmayanlar da iş cinayetlerinin müşterek failleridir. Basına yansıyan rakamlara göre geçtiğimiz yıl ülkemizde en az 2006 kişi, işyerlerinde çalışırken hayatını kaybetmiştir. Yani ülkemizde her 4 saatte bir emekçi, evine ekmek götürebilme gayretinin bedelini hayatıyla ödemektedir. Daha ucuza, daha çok ve daha hızlı üretim yapabilmek için kimileri tersanede, kimileri inşaatta, kimileri boyahanede, kimileri madende, kimileri tarla yolunda, kimisi yüksek gerilim hattında can vermektedir.”

 

NELER YAPILMALI?

 

Aykanat, bu düzenlemeyle birlikte yapılması gereken yenilikleri ise şöyle sıraladı: “İşyerlerine verilecek işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri bir kamu hizmeti olarak ele alınmalı, işçi sağlığı ve iş güvenliği ticari kuruluşların kâr alanı olmaktan çıkartılmalıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanına ilişkin düzenleme ve denetimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yanı sıra, Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, sendikalar, TTB ve TMMOB’den oluşan idari ve mali yönden bağımsız bir enstitü tarafından yerine getirilmelidir. Çalışma yaşamına ilişkin tüm düzenlemeler bu enstitü tarafından yeniden ele alınmalı ve kararlaştırılmalıdır. İşyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında görev verilen mühendis ve mimarların işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması konusundaki görevlerinin bir danışmanlık hizmeti olduğu kabullenilmeli ve asıl sorumluluğun devlet ve işverende olduğu bilinci yerleştirilmelidir.”