Etkinlikle ilgili bilgiler veren Klinik Nörofizyoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Osman Erdinç, epilepsinin, nörolojik hastalıklar içinde 4. sıklıkta görülen bir hastalık olduğunu belirtti. "Her 100 kişiden 5 ila 8.4’ü epileptiktir" diye anlatan Erdinç, "Her yıl yeni tanı konulan epilepsi vakası sayısı 48/100.000 kişidir. Dünyada 65 milyon kişinin epilepsili olduğu varsayılmakta, her 26 kişiden 1’inin yaşamının herhangi bir evresinde epilepsiye yakalanma ihtimalinin bulunduğu bilinmektedir. Epilepsi nöbetlerle seyreden kronik bir hastalıktır. Uykusuzluk, stres, yüksek ateş, açlık, alkol, ilaç ve madde kullanımı gibi faktörler epileptik nöbetleri tetikleyebilir. Nöbet beyinde anormal elektriksel aktivitenin belli bir sürede ve tekrarlayıcı olarak ortaya çıkmasıyla meydana gelir. Bilincin kaybolabildiği, kişinin yere düşüp başını ya da vücudunu yaralayabildiği, dilini ısırabildiği, idrarını kaçırabildiği büyük nöbetler olabildiği gibi bilincin kısa süreli kaybolduğu, birkaç saniye sürebilen, dışarıdan dalgınlık atakları gibi görülebilen nöbetler de mevcuttur. Bazı nöbetlerde bilinç açık olabilir, hasta nöbeti sırasında çevresinde olup biteni hatırlayabilir. Bu şekilde tanımlanmış 40 kadar nöbet tipi mevcuttur. Epilepsi genetik nedenli olabileceği gibi tümör, hastalıklar, ateşli havale, kan elektrolit dengesizlikleri gibi nedenlerle de oluşabilir. Her 10 epilepsili hastanın 6’sında nöbetlerin nedeni bilinmemektedir” dedi.  

 EPİLEPSİ TANISI

 Erdinç şunları söyledi. “Herhangi tetikleyici bir faktör veya hastalık olmaksızın en az 2 nöbetin geçirilmesi ile epilepsi tanısı konur. Tanıda kan incelemeleri, EEG, MRI gibi tanısal belirteçler yardımcı olur. Çevresindekiler epilepsi nöbeti geçirmekte olan bir kişiye hiç dokunmamalı, vücudunu çarpabileceği cisimleri uzaklaştırmalı, mümkünse hastayı yan yatırmalıdırlar. Ağza kaşık sokmak, soğan koklatmak, gövdeyi kasılmalara karşı korumaya çalışmak hastaya yarardan çok zarar getirir. Epilepsinin ilaçla veya cerrahi girişimlerle tedavisi mümkündür. Yeni yöntemler de geliştirilmektedir. Buna rağmen tedavi her zaman mümkün olamayabilir. Epilepsili hastaların 1/3’ü tedaviye yanıt vermeyebilir. Epilepsili kişiler yaşamın gerektirdiği her işlevi yerine getirebilir, evlenip çocuk sahibi olabilir. Bazı meslekler dışında her işte görev yapabilir, bazı sporlar hariç her sporda yer alabilirler. Ehliyet ve askerlik konularında kişiler teker teker ele alınmalıdır. Hastanın yaşı, cinsiyeti, sosyal ve eğitim düzeyi ya da gebeliğinin bulunmasına göre özel yaklaşımlar gerekebilir"