15 Temmuz 2016, Türkiye’nin demokrasi tarihine kara bir leke olarak kazındı…
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), devletin kritik kurumlarına sızmış yapısıyla, milletin iradesine kasteden bir darbe girişiminde bulundu…
Milletin direnişi ve devletin kararlılığı, bu hain planı boşa çıkardı…
Ancak, aradan geçen yıllarda FETÖ’nün yeniden toparlanma çabaları, hem yurt içinde hem de yurt dışında dikkat çekiyor…
Özellikle, ilk etapta deşifre edilip yargılananların cezalarını tamamlayarak tahliye olmaları ve bu süreçte pişmanlık göstermek yerine daha da kinlenmeleri, örgütün tehlikeli potansiyelini gözler önüne seriyor…
FETÖ’nün yeniden canlanma stratejisi, geçmişte olduğu gibi sinsi ve çok katmanlı bir şekilde ilerliyor…
Yurt dışında, bazı Batı ülkelerinde kendilerini “mağdur” olarak konumlandıran FETÖ mensupları, uluslararası medya ve sivil toplum kuruluşlarını kullanarak Türkiye’ye karşı algı operasyonları yürütüyor...
“İnsan hakları” ve “ifade özgürlüğü” gibi kavramları istismar ederek, kendilerine meşruiyet zemini yaratmaya çalışıyorlar…
Bu, örgütün klasik taktiği: Gerçek niyetlerini gizleyerek, uluslararası kamuoyunda sempati toplamak…
Yurt içinde ise durum daha karmaşık…
FETÖ’nün eski gücünden uzak olduğu doğru, ancak tamamen etkisiz hale geldiğini düşünmek yanıltıcı olur...
Son yıllarda, özellikle sosyal medya platformlarında, FETÖ’ye bağlı hesapların sistematik propaganda faaliyetleri yürüttüğü görülüyor…
X platformunda, anonim hesaplar üzerinden yapılan paylaşımlar, ekonomik sorunları ve toplumsal hassasiyetleri kaşıyarak huzursuzluk yaratmayı hedefliyor…
Ancak asıl endişe verici olan, ilk etapta deşifre edilip yargılanan FETÖ mensuplarının bir kısmının cezalarını tamamlayarak tahliye olması…
Bu kişiler, yargılama süreçlerinde pişmanlık göstermek yerine, devlete ve topluma karşı daha da kinlenmiş bir şekilde serbest kalıyor…
Bu durum, örgütün yeniden yapılanma çabalarına zemin hazırlıyor…
Tahliye olan bu isimlerin, örgütsel bağlarını koparmadığı ve yeni nesilleri etkilemek için çalıştığına dair ciddi iddialar mevcut…
Devletin FETÖ ile mücadelesi, bu yeni tehditlere karşı kararlılıkla sürüyor…
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), örgütün finansal ağlarını çökertmek için yoğun bir çaba içinde…
Hürriyet’te Nedim Şener’in yazdığı gibi, MİT’in bu operasyonları, FETÖ’nün hareket alanını daraltıyor…
Ancak, tahliye olan üyelerin kin ve intikam duygularıyla yeniden örgütlenme çabalarına katılması, mücadelenin sadece güvenlik boyutuyla sınırlı kalmaması gerektiğini gösteriyor…
Örgütün, ekonomik sorunlar ve siyasi kutuplaşma gibi toplumsal fay hatlarını manipüle etme kabiliyeti, bu tür bireylerin varlığıyla daha da tehlikeli hale geliyor…
Peki, FETÖ neden hala bir tehdit?..
Çünkü örgüt, hem ideolojik bağlılığı hem de kinle beslenen militan yapısıyla, her fırsatta yeniden canlanmayı deniyor…
Tahliye olan üyelerin pişmanlık göstermemesi, hatta devlete karşı daha da bilenmesi, bu tehdidin ciddiyetini artırıyor…
Bu nedenle, devletin güvenlik önlemlerinin yanı sıra, toplumsal bilinç ve dayanışma da büyük önem taşıyor…
Eğitim sistemi, gençleri örgütün manipülasyonlarından korumak için daha etkin bir rol oynamalı…
Toplum olarak, FETÖ’nün geçmişte kullandığı “eğitim” ve “yardım” gibi maskelerin farkında olmalıyız…
Türkiye, FETÖ ile mücadelesinde önemli bir mesafe katetti…
Ancak, tahliye olan üyelerin kinle dolu tutumları ve örgütün yeniden canlanma çabaları, bu mücadelenin henüz bitmediğini gösteriyor…
15 Temmuz’da milletin iradesi bu örgütü yenilgiye uğrattı; aynı irade, bugün de FETÖ’nün karanlık planlarını boşa çıkaracak güçtedir…
Toplum olarak uyanık olmalı, devletin kararlı mücadelesine destek vermeliyiz…
Çünkü FETÖ, sadece bir örgüt değil, aynı zamanda bir zihniyettir; ve bu zihniyetle mücadele, hepimizin ortak sorumluluğudur…
DEMİŞ Kİ…
“Yeterince hırsızlık yaparsan, çaldığın paralarla seni aziz ilan edecek bir kitle satın alabilirsin.”
-Comte De Lautréamont
Fransız şair
ESKİLERDEN…
Kanaatkar, hoşgörülü ve şükür sahibi insan sayısı, ihtiraslı, açgözlü, doyumsuz insan sayısından fazlaydı…