Yaşayarak öğreneceğiz

Evde kaldığımız süreç içinde korona ile yatıp, korona ile kalkıyoruz.

65 yaş üstüne evde çıkma yasağı neredeyse bir aya yaklaşıyor.

Yapacak başka bir şey yok tabi, gazetenin işlerini evden yürütüyoruz.

Sizlerin bu günlerde haber alma hakkınızı kaybetmemek için kimimiz sahada, kimimiz evlerinde çalışarak gazeteleri sizlere ulaştırmak çabası içindeyiz.

Geçen haftadan başlayıp, bu hafta sonu da devam edecek olan genel sokağa çıkma yasağı kapsamında gazetelerin sizlere ulaşmasını sağlayan dağıtım şirketlerinin çalışması ya da çeşitli yollarla gazetelerin sizlere ulaşması konusunda basın meslek örgütleri de ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar.

Umuyoruz bir çare bulunacak.

 

***

Televizyonların özellikle sabah programlarında ekrana çıkan uzmanlara bir-iki gündür sorular soruların başında yaz tatilleri geliyor.

Vatandaşlar, bu yıl yaz tatili planı yapıp yapmayacaklarını soruyorlar.

Plajlardaki durumu, denizden virüs bulaşıp bulaşmayacağını merak ediyorlar.

Öyle ya havalar ısınmaya başladı, önümüzdeki günlerde de sıcaklık giderek artmaya başlıyor.

Uzmanlar da bu konularda kesin bir şey söyleyemiyorlar.

“Yaşayarak öğreneceğiz” demekten başka bir yanıtları yok.

Nedeni ise bu virüs ile insanlığın ilk kez karşılaşması.

 

***

Önümüzdeki günlerde neler olacağını bilemiyoruz ama geçmişte neler olduğunu biliyoruz.

Bu sürece damga vuran önemli konuların başında CHP’li belediyelerin yardım ve aşevi hesaplarına bloke konması, dolayısıyla ihtiyacı olanlara gönderilen yemeklerin kesilmesi oldu. 

Olacak iş mi dedirten bir durum

Eskişehir’de her gün binlerce ihtiyaç sahibi hemşerimize sıcak yemek yardımı yapan afet durumlarında günde 15 bin kişinin yararlanabileceği Aşevlerinin banka hesapları bloke edildi.

Böylece yemekler de kesilmiş oldu.

Ayrıca belediyeler uyarıda da bulundu.

Belediye bürokratlarının ya da başkanlarının adına kullanarak para ya da bağış talep eden şahıslara kesinlikle itibar edilmemesi, bu gibi durumlarda hemen 155’i arayıp durumun polise bildirilmesi istendi.

 

***

Sürece damgasını vuran bir başka konu da bir bürokratın, bir annenin dramına verdiği yanıttı.

Çok mağdur olduğunu belirten bir anne, “Çocuklarıma kahvaltı ettiremedim ve bu benim zoruma gitti. Devletimiz bu duruma bir el koysun. Şimdi çocuklarım aç kalmasınlar diye dilenmekten geliyorum. Çıkma diyorlar, bu durumda nasıl çıkmayayım. Biz ölelim ama çocuklarımız aç kalmasın” dedi.

Bu drama, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstanbul İl Müdür Yardımcısı Nail Noğay’ın, mağdur kadına hitaben “Geber” diye yazması da, bu nasıl insanlık dedirten durumdu.

Gerçi görevden alındığı açıklandı ama böyle bir yaklaşım olabilir miydi!

Yukarıda da belirttiğim gibi, süreci yaşayarak öğreniyoruz, bakalım daha neler göreceğiz.

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }