Yıl 1925… Genç bir Türk mühendisi ve pilotu, gökyüzüne kendi elleriyle yaptığı uçağı kaldırmak istiyor. Adı: Vecihi Hürkuş. O, sadece bir pilot değil, aynı zamanda Türkiye’nin ilk uçak mühendislerinden biri. Cumhuriyet’in ilk yıllarında, henüz doğru dürüst asfaltı olmayan bir ülkede, gökyüzünü yurt edinmek istiyor. Uçak yapıyor. Evet uçak yapıyor adam. Tüm imkansızlıklara rağmen yapıp, uçacak hale getiriyor. Ama ne yazık ki izin yok, sertifika yok. Hatta izinsiz uçtuğu için bir de ceza alıyor. Kendi ülkesinde, kendi yaptığı uçakla göğe yükselemeyen bir hayalin adı oluyor Vecihi Hürkuş.
Bugün, neredeyse bir asır sonra, o hayalin ete kemiğe büründüğü bir ana tanıklık ediyoruz.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, kamuoyuna önemli bir gelişmeyi duyurdu: Türkiye artık yerli hava araçlarını kendi geliştirdiği sistemle, dış onaya ihtiyaç duymadan sertifikalandırabiliyor. KDM-ERP Sertifikasyon Modülü adı verilen bu sistem sayesinde, tıpkı bakanın sözleriyle ifade ettiği gibi:
“Vecihi Hürkuş’un yıllar önce önüne çıkarılan engelleri yıkıldı.”
Bu cümle sadece teknik bir gelişmeyi anlatmıyor; aynı zamanda tarihle yüzleşmenin, bir vefanın, bir rüyanın gerçekleştiğinin ilanı.
Bakan Uraloğlu’nun açıklamalarına göre yeni sistem; üniversitelerin yetkin akademik kadrolarıyla, yazılım altyapısıyla, şeffaf süreçleriyle ve uluslararası kabul görecek delil temelli veri sistematiğiyle çalışıyor. Yani sadece yerli bir yazılım değil; yerli bir irade inşa ediliyor.
O iradenin öznesi kim biliyor musunuz?
Bir ömür boyunca uçmaya çalışan ama mavi gökyüzünde hayalleri yerle bir edilen indirilen Vecihi Hürkuş.
Onun hikâyesi, bu toprakların ne kadar zorlukla kalkındığını gösteriyor. Ama bugün geldiğimiz nokta, onun gökyüzünde yarım kalan imzasını tamamlıyor.
Bakan Uraloğlu’nun sözleri bu açıdan çok anlamlı:
“Vecihi Hürkuş’un yarım kalan rüyasını biz gerçekleştiriyoruz.”
Artık kendi gökyüzümüzde, kendi kurallarımızla, kendi mühendisliğimizle varız. Bu sadece bir uçuş değil; bu, milletçe göğe kaldırdığımız bir özgüvendir.
Ey Vecihi Hürkuş!
Bu yazı sana ithaf olsun. Sana rahmet olsun.
Engellenmiş bir rüya, bir asır sonra kanatlandı.