BİLİM

Tok Karnına Açlık: Psikolojik Açlığın Altında Ne Yatıyor?

Uzmanlara göre psikolojik açlık, yalnızca beslenme değil; bireyin kendini duyma, anlama ve yatıştırma biçimiyle de doğrudan ilişkili.

Günümüzde birçok insan, midesi tok olduğu halde bir şeyler atıştırmak, tatlılara yönelmek ya da kontrolsüzce yemek yemek isteyebiliyor. Bu durumun adı “psikolojik açlık” ve çoğu zaman fark edilmeden alışkanlığa dönüşüyor. Aslında bu, bedenin değil; duyguların doyurulmak istenmesi.

Psikolojik açlık genellikle stres, yalnızlık, sıkılma, öfke ya da değersizlik hissiyle tetikleniyor. Duygularla başa çıkmakta zorlanan birey, bu boşluğu yemekle doldurmaya çalışıyor. Ancak bu geçici rahatlama, yerini çoğu zaman pişmanlık, suçluluk ve daha derin bir duygusal açlığa bırakıyor.

Uzmanlara göre psikolojik açlığı durdurmak mümkün. İlk adım, açlık hissini fiziksel mi yoksa duygusal mı olduğunu ayırt edebilmek. Gerçek açlık yavaş yavaş gelirken, psikolojik açlık ani, yoğun ve seçici bir şekilde ortaya çıkar — genellikle canınız tam da “çikolata, cips ya da tatlı” ister.

Bu alışkanlığı fark etmek, yerine sağlıklı bir duygusal baş etme yöntemi koymak kadar önemli. Günlük tutmak, nefes egzersizleri, yürüyüşe çıkmak ya da bir arkadaşla konuşmak gibi teknikler, duygusal boşluğu fark edip yemek dışında yollarla doldurmayı mümkün kılabiliyor.

Psikolojik açlık, bastırılmış duyguların yankısıdır. Onu susturmanın yolu, yemeği kısmaktan değil; içsel sesi duymaktan geçiyor.

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }