Soğuk bir bardak suyun ferahlığı bazen günler sonra aynı şekilde hissedilmeyebilir. Peki, su gerçekten bayatlar mı? Yoksa bu sadece bir algı mı? Uzmanlara göre cevap, hem evet hem hayır.
Kimyasal olarak su (H₂O) bozulmaz, yani saf suyun bayatlaması teknik olarak mümkün değildir. Ancak günlük hayatta içtiğimiz su, tamamen saf değildir. İçeriğinde mineral, çözünmüş gazlar ve bazen düşük miktarda mikrobiyolojik organizmalar bulunabilir. Bu da zamanla tadında ve kokusunda değişikliklere yol açabilir.
Özellikle ağzı açık bırakılan ya da uzun süre güneş gören şişelerde bekleyen su, havadaki karbondioksiti emerek asidikleşmeye başlar. Bu durum suyun tadında hafif bir “bayatlama” hissi yaratabilir. Ayrıca plastik şişelerde bekleyen su, bulunduğu ortamdan koku ve tat çekebilir; bu da “suyun bozulduğu” düşüncesini doğurabilir.
İstanbul Üniversitesi Kimya Bölümü’nden Prof. Dr. Selim Aydınoğlu, “Musluk suyu ya da mineralli içme suları zamanla oksijenini kaybeder ve bu da tadını etkiler. Ancak bu suyun sağlığa zararlı hale geldiği anlamına gelmez,” diyerek suyun “bayat” hissinin aslında bir tat ve oksijen farkı olduğunu vurguluyor.
Bununla birlikte, özellikle plastik kaplarda güneşe ya da sıcağa maruz kalan sular, zamanla ambalajdan kimyasal maddeler sızdırabilir. Bu da suyun sağlığa zararlı hale gelmesine yol açabilir. Bu nedenle uzmanlar, uzun süre beklemiş suyu içmeden önce koklamak ve mümkünse cam şişede saklamak gerektiğini belirtiyor.
Sonuç olarak:
💧 Su kimyasal olarak bayatlamaz,
🥤 Ama bulunduğu ortam ve kaplar tadını değiştirir,
☀️ Isı ve ışık ise sağlığa zararlı hale getirebilir.