Tarih 6 Şubat... Saatler durdu, soluklar kesildi. Kahramanmaraş merkezli peş peşe gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler, sadece 11 ilimizin toprağını değil, 85 milyonun yüreğini sarstı. O karanlık sabahta karşılaştığımız manzara, tariflere sığmayacak kadar ağırdı. Adına "Asrın Felaketi" dedik; çünkü bu coğrafya böyle bir yıkımı daha önce hiç görmemişti.
Ancak o gün, enkazın tozu dumanı arasında parlayan bir ışık vardı: Devletin kudreti ve milletin feraseti.
Felaketin ilk dakikalarından itibaren devletin tüm kurumları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde teyakkuza geçti. O gün verilen sözler, sadece birer vaat değil, devletin vatandaşına verdiği birer namus sözüydü. "Kimse açta açıkta kalmayacak, yıkılan her yuvanın yerine daha güzeli yapılacak" denildiğinde, birileri bu sözlerin büyüklüğü karşısında şüpheye düşmüş olabilir. Ancak bugün geldiğimiz nokta, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin organizasyon kabiliyetini ve hükümetin icraat gücünü dosta düşmana kanıtlamıştır.
Bakanlık Sahada Destan Yazdı
Burada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ayrı ve büyük bir parantez açmak vicdani bir sorumluluktur. Bakanlık, sadece hasar tespiti yapıp ihale düzenleyen bürokratik bir yapı gibi değil; adeta bir ordu disipliniyle, mühendisinden işçisine kadar sahada canla başla çalışan bir "iyileştirme timi" gibi hareket etti.
Zemin etütleri kılı kırk yararak yapıldı, fay hatlarından uzak, bilimsel verilere dayalı yeni yerleşim yerleri belirlendi. "Asrın İnşası" dedikleri bu süreçte, sadece beton bloklar dikilmedi; parkıyla, bahçesiyle, sosyal donatılarıyla "yaşam alanları" inşa edildi. Dünyada hiçbir ülke, bu kadar geniş bir alandaki yıkımı, bu kadar kısa sürede ve bu kadar kaliteli bir yapı stokuyla telafi edememiştir. Bu, dünya şehircilik literatürüne girecek bir başarı hikayesidir.
455 Bininci Yuva ve Umudun Resmi
Ve bugün... İletişim Başkanlığı'nın da gururla paylaştığı gibi; "Asrın İnşa Seferberliği" büyük bir başarıyla taçlanıyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla teslim edilecek olan 455 bininci yuva; 455 bin ailenin sıcak çorbası, yüz binlerce çocuğun güvenli uykusu, "Devletim beni yalnız bırakmadı" diyen yaşlı teyzemizin duasıdır.
Devlet ve milletin el ele vererek başlattığı "Asrın Mücadelesi", bugün somut bir zafere dönüşmüştür. Siyasi iradenin kararlılığı, Bakanlığın teknik kapasitesi ve sahadaki emekçilerin alın teri birleşmiş; yıkımın izleri silinerek yerine umut inşa edilmiştir.
Felaket tellallarının "yapamazlar, bitiremezler" dediği ne varsa, hükümet hepsini tek tek yaparak cevap vermiştir. Depremzede kardeşlerimiz yeni ve güvenli evlerine kavuşurken, bizlere de devletimizle gurur duymak düşüyor.
Asrın felaketiyle sarsıldık ama asrın dayanışmasıyla ayağa kalktık. Emeği geçenlerden, taş üstüne taş koyanlardan ve bu vizyonu yöneten iradeden Allah razı olsun. Türkiye, küllerinden yeniden doğdu; yarınlarımız artık dünden çok daha sağlam.
Darısı hala risk altında olan şehirlerimizin başına. Sıra bir felaket yaşanmadan atılacak adımlarda. Merkezi hükümet ile tüm belediyelerin el ele vererek atacakları adımlar; büyük yaslardan sonra gelen buruk sevinçlerimizi değil güven ve gururla yaşayacağımız güzel günlerin habercisi olsun.