Eskişehir, bu hafta sonu kültür ve sanatın iki güçlü temsiline ev sahipliği yaptı: Biri Caz Festivali, diğeri GastroFest. Her biri takvime yazıldığında heyecanla beklenen festivaller. Ancak aynı anda şehrin iki ucunda ve bu durum, şehri ikiye böldü.
Bir yanda Hayko, Levent Yüksel gibi güçlü isimleri diğer tarafta Ayhan Sicimoğlu, Kerem Görsev gibi cazın önemli isimleri... Birinin ritmine kapılan diğerinin coşkusunu kaçırdı. Bir etkinliğe “evet” demek, diğerine mecburen “hayır” demek zorunda kaldı.
Peki neden?
Eskişehir gibi kültüre, sanata, festivale susamış bir şehirde; takvimin geri kalan onlarca haftası dururken neden bu iki etkinlik çakıştırıldı? Aynı hafta sonuna, aynı güne, hatta aynı saat aralıklarına sıkıştırıldı?
Bu şehir, bir etkinlik takvimini hak ediyor. Paydaşların, belediyelerin, kültür kurumlarının bir araya gelip bu takvimi ortak akılla şekillendirmesi ne iyi olur. Böylece hafızalarda, kaçırılan konserler, gidilemeyen atölyeler, bölünen arkadaş grupları kalmaz.
Etkinlikler çakıştığında sadece katılımcılar değil, etkinliklerin kendisi de zarar görüyor. Daha az izleyici, daha az etkileşim, daha az ses getiriyor.
Unutmayalım ki bir şehirde kültür, bölüştükçe büyür; ama çakışınca bölünür.
Eskişehir, sen iki festivali de sonuna kadar hak ediyorsun. Ama birini seçmek zorunda kalmadan…