Sinemanın ezber bozan, politik göndermelerle dolu yanını aksiyon ve yer yer komediyle birleştiren “Savaş Üstüne Savaş”, son dönemin sinematografik anlamda en dikkat çekici yapımlarından biri. Film, başlangıçta dijital dünyanın tüm yapay taleplerini sırayla yüzümüze çarparak izleyicide bir mesafe yaratıyor. Ancak bu rahatsız edici dijital kaosun ardından kullanılan etkileyici kamera teknikleriyle, ekranla aramızdaki soğukluğu hızla ortadan kaldırmayı başarıyor.
Ekranla barıştığınız anda, kendinizi hikâye anlatıcılığının büyüsüne kapılmış halde buluyorsunuz. Hikâye yer yer klişelere yaslansa da temposunu hiç kaybetmiyor. “Amerikan Rüyası”nın klasik izleri mevcut olsa da, filmdeki sağ-sol çatışması, bu rüyanın bizdeki toplumsal izdüşümünü de sorgulatıyor. Yani sadece bir Amerikan hikâyesi değil; aynı zamanda hepimizin içinde bulunduğu düzeni de tartıştıran bir anlatı.
Filmin merkezinde devrim yaratmak isteyen bir kadın karakter ve onun karşısında sakinliğiyle denge unsuru olan bir erkek (Leonardo DiCaprio) var. Kadın karakterin baskınlığı, birçok kadın izleyici için ilham verici olacaktır. DiCaprio’nun da alışılmış rollerinin dışına çıkarak bambaşka bir karakterde parlaması, hayranları için ayrı bir keyif sunuyor.
Filmi izlemeden önce “yüzyılın filmi” ya da “şimdiye dek izlenen en iyi yapım” gibi iddialı yorumlara denk gelmemek neredeyse imkânsız. Ancak bu yorumların altının biraz boş olduğunu söylemem gerek. Yine de filmi kötü olarak nitelemek de haksızlık olur. Yeni dönem Hollywood sinemasının ortalamasının çok üstünde bir yapım olduğu kesin. Fakat uzun süredir bağımsız sinemaya yönelmiş izleyicilerin, bu filmi o kadar da “üst düzey” bulmayacaklarını tahmin etmek zor değil.
Yine de, “Savaş Üstüne Savaş” kesinlikle vakit ayrılıp izlenmesi gereken bir film. Sadece abartılı beklentilerle değil, sade bir merakla izlenmeli. Günümüz sinemasına yeni bir renk katan, ancak ondan öncekilerle yarışamayacak kadar “düzgün” bir film.
Aksiyon sevenler için kaçırılmaması gereken bir yapım; endüstriyel sinemadan uzak duranlar içinse, hakkında yapılan tüm övgülerin arkasında yatan merakı gidermenin bir yolu.
Sonuç olarak, sinemayı sinema yapan unsurlarıyla —senaryo, oyunculuk, kamera teknikleri— başarılı bir biçimde harmanlayan, şans verilmesi gereken bir iş.
Şimdiden iyi seyirler.