Sağlıkta şiddet: Nereye kadar?

Türkiye’nin en kıymetli mesleklerinden biri olan hekimlik, ne yazık ki en ağır yükü taşıyan mesleklerden de biri. İnsan hayatını kurtarmak için gecesini gündüzüne katan doktorlarımız, hemşirelerimiz, sağlık çalışanlarımız… Onlar bizim nefesimiz, en dar günümüzde sığındığımız kapımız. Ama aynı sağlık çalışanları son yıllarda artan bir şiddet dalgasının hedefi haline geliyor. Acı ama gerçek: “Can kurtaran eller”, kimi zaman en yakınımızdaki ellerden şiddet görüyor.

Son 1,5 ayda yaşanan üç olay, aslında buzdağının sadece görünen kısmı.

İlk olay Malatya’dan… Yeşilyurt’ta bir vakaya müdahale eden 112 Acil ekibi, hasta yakınlarının fiziki ve sözlü saldırısına uğradı. Ambulansın içindeki tıbbi malzemeler bile parçalandı. Hayat kurtarmak için dakikalarla yarışan bir ekip, dakikalarını kendini korumak için harcadı.

Bir başka olay Eskişehir’de yaşandı. İçinde hasta taşıyan ambulans, iki kişinin bulunduğu bir araç tarafından kilometrelerce kovalandı. Sağlık çalışanları can havliyle Ambulans Servisi Başhekimliği’ne sığındı. Ardından kuruma minibüs dolusu insanın girmesiyle adeta film sahnesini andıran anlar yaşandı. Sağlıkçılar, kornalarla, yumruklarla, tehditlerle baş başa bırakıldı.

Üçüncü olay ise Adana Kozan’dan… Düğünde çıkan silahlı kavga sonucu hastaneye getirilen bir yaralının yakınları, daha içeri alınmadan acil serviste görevli sağlıkçılara saldırdı. Bir hemşirenin omzu çıktı, bir başka çalışan darp edildi. O anlar kameralara yansıdı, ama sağlık çalışanlarının yaşadığı travma kameraların göremediği kadar derin oldu.

Bunlar sadece üç örnek. Bunun gibi birçok olay yaşanıyor. Hastalarımızın yakınlarının öfkesi, çaresizliği ya da anlık tepkisi, en çok da hayatlarını kurtarmaya çalışan sağlık çalışanlarına yöneliyor. Oysa o doktor, o hemşire, o acil ekibi sizin sevdiklerinize nefes olmaya çalışıyor.

Şiddetin hiçbir bahanesi olamaz. Ne acı, ne öfke, ne çaresizlik… Can kurtaranların şiddete uğraması bu toplumun ortak ayıbıdır. Sağlık çalışanlarının mesleğini güvenle yapamadığı bir ülkede kimsenin sağlığından, kimsenin güvenliğinden söz edemeyiz.

Artık yeter. Sağlıkta şiddete karşı en ağır cezaların uygulanması, caydırıcı düzenlemelerin yapılması ve en önemlisi toplumda bir farkındalık oluşturulması gerekiyor. “Doktora, hemşireye, sağlıkçıya el kalkmaz” bilincini çocuklarımıza öğretmeliyiz. Çünkü sağlık çalışanlarının huzurla çalışamadığı yerde, aslında bizim huzurumuz da yoktur.

Unutmayalım: Sağlık çalışanları düşmanımız değil, en zor anımızda tek dostumuzdur.

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }