REGAİBİN FAZİLETİ

25 Aralık 2025 Günü bugün, Hicri takvime göre de 05 Recep 1447 Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan bu gece Regaib kandilinin barış ve huzurlu günlere vesile olmasını kim arzu etmez! İnsanlığın sevgiye, hoşgörüye, adalet ve merhamete hasret kaldığı dönemde kötülüklerden arınmayı, iyiliklerle behemehâl olmayı kim istemez! Üç ayların, Regaibin, adaletin, merhametin ve insanın kadir kıymetini bilene ne mutlu… Sadece bu gece, bugün değil Müslüman her gecede, her günde kendini hesaba çekmeli. Mazlumu, masumu, mahzunu mağdur edip etmediğinden!

Mazluma, mağdura, mahzuna acı çektiren günün birinde kendi canının acıyacağını unutmasın! Mazlumu, masumu, mahzunu mağdur bırakmayan güçlüye ne mutlu!.. Günümüz dünyasında büyük bir küresel savaş ya da yöresel savaş çıkabilir mi? İnsanlığın aradığı huzur mu yoksa hüzün mü? Huzur ve hüzün birbirinin zıddı iki cihetle farklı gerçekler… Kendi huzurunu başkalarının hüznünde arayanlara dikkat! Öfke ve kin hakkaniyeti, huzur ve barışı ayakta ne kadar tutabilir? Emperyalist gaye dünya ticari zenginliğini ele geçirmek, silah üstünlüğü elinde bulundurmak, bilim ve teknolojik hâkimiyeti sahiplenmektir. İsteyen uyumaya devam etsin, istemeyende uyanıp aklını kullansın.

Birinci ve İkinci dünya savaşlarının acıları, hasarları bitmeden dünya bir başka küresel savaşın yükünü ne denli kaldırabilir? Bu soruyu herkes kendine sormalı. Dikkat edilecek hassas noktalardan biri de hangi ülkelerin teknolojik, iktisadi ve kültürel gelişim dengelerini bozmak istediğidir? Adalet ve merhamet rafa kalktığı zamanlarda insanlık geriden geriye birbirine diş bilemeye başlar. Acı olan da Müslümanın diş bilemesi. Hele Müslümanın birbirine diş gıcırdatmasından daha hazin ne olabilir ki? Müslüman eli vicdanın üzerinde, kulağı vicdanının sesinde, aklı vicdanla hükmetme gayretinde olmadıkça üç ayların, Recep’in, Regaip’in faziletinden bereketinden ne denli istifade edebilir ki?

Başkasına merhamet etmeyen, başkasına adaletle davranmayan kimden ne bekleyebilir ki? İnsanların dünyası korku dünyası olmamalı. Unutulmasın ki Birinci Dünya Savaşı sonucu Rus Çarlığı, Alman İmparatorluğu, Avusturya- Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğu gibi dört büyük imparatorluk çöktü. Bu imparatorlukların çöküşüyle yerlerine irili ufaklı pek çok devletler kuruldu. Dünya coğrafyasında pek çok sınırlar değişti. İnsanlığın yaratılıştan günümüze muhtaç olduğu önemli hususların başında barış ve sevgi gelir. Barış ve sevgi herkese lazım. Her insanın barış ve sevgiye ihtiyacı var. İnsan, barışık yaşamakla mükellef… Sevmekle mesul.

İnsan huzurlu yaşam için sevmeye, sevilmeye ve barışık yaşamaya mecbur. Kötü hasletler, barış ve huzuru berbat eder. Kötü hasletlerden bozgunculuk, hasetlik, fesatlık, nifak, kin, nefret, öfke, vs. barış ve huzur ortamını bozar. Allah, Kasas suresi ayet 77’de: “Allah’ın sana verdiklerinden ahiret yurdunu ara. Dünyada da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilikle davrandığı gibi sen de iyilik yap. Yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez.” emrini veriyor. Allah, insanı bozgunculuktan, düşmanlıktan, öfke, kin ve nefretten men ediyor.

Kin, öfke, nefret, haset, nifak, tefrika, bozgunculuk ve düşmanlığa sürükleyen nedenlerle behemehâl olmayı yasaklıyor. Dünya coğrafyasında insan hakları yerine sömürü itibar gördükçe ne savaşlar bitecek ve ne de barış gelecektir. Zihniyetlerde sömürü, öldürme ve imha oldukça barış hiçbir zaman güvenli liman olmayacaktır. Huzur gelmeyecek, hüzün de bitmeyecektir.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }