Pazar tezgâhlarının renkleri, kokusu, satıcıların sesleri… Hepimiz için çocukluğumuzdan beri değişmeyen bir manzara. Ama zaman değişiyor, alışveriş alışkanlıkları da değişiyor. Artık cüzdanlarımızda kâğıt para yerine çoğu zaman bir kart var. Dolayısıyla pazarda “nakit mi, kart mı?” sorusu da giderek daha çok sorulur oldu.
Son günlerde kulağıma sıkça çalınan bir iddia var: “15 Ağustos’tan itibaren pazarlarda POS cihazı zorunlu olacak.” Açık konuşmak gerekirse bu iddia doğru değil. Böyle bir zorunluluk yok. Yasal bir düzenleme olmadan da olamaz. Ancak pazar esnafının büyük bir bölümü kendi tercihiyle POS cihazı kullanmaya başladı bile. Çünkü düşük komisyon oranları sayesinde hem esnaf hem de vatandaş kazanıyor.
Bir düşünün… Marketlerde aynı sebze-meyveye bazen iki katı fiyat ödüyoruz. Üstelik kredi kartıyla ödeme yaptığımızda zaten çoğu kişi fiyatı sorgulamıyor bile. Oysa pazara gittiğinizde hem taze ürün alıyor hem de uygun fiyat ödüyorsunuz. Bunun üstüne kredi kartı ile ödeme imkanı geldiğinde, Pazar müşterileri oldukça artacaktır.
Sebze ve meyvede KDV oranı yüzde 1. Pazarcılar, basit usulde vergiye tabi oldukları için POS cihazı kullandıklarında komisyon bedelini tolere edebilecek. Yani kartla ödeme yaptığınızda “Komisyon çıktı, fiyatı artırdılar” gibi bir durum oluşmayacak. Nakitte ürün fiyatı neyse kartla da o olacak.
Artık zaman değişti. İnsanlar yanlarında yüklü miktarda nakit taşımak istemiyor. Ayrıca kartla ödeme yapabilmek, pazar alışverişini genç nesil için de cazip hale getiriyor. Ama altını tekrar çizelim: Bu bir zorunluluk değil. Esnaf isterse alacak, isterse almayacak. Yani önümüzdeki hafta gittiğiniz pazarda POS cihazı olan da olacak, olmayan da… Ama bence bu uygulamanın yaygınlaşması hem esnafın hem vatandaşın lehine. Çünkü böylece marketlerin yüksek fiyatlarına mahkûm olmadan, pazardan alışveriş yapabileceğiz.
Kısacası, “POS cihazı zorunlu” söylentileri gerçeği yansıtmıyor. Ama yaygınlaşması, özellikle artan hayat pahalılığı karşısında hepimizin yüzünü güldürecek bir gelişme. Belki de gelecekte pazarda “bozuk yok, üstü kalsın” yerine “temassız mı ödeyeceksiniz?” sorusunu daha çok duymaya başlayacağız.