Siyaset, bir nevi eski tip arcade salonu…
Jetonu at, tuşlara bas, ekranda bir şeyler canlansın…
Ama CHP’de durum farklı; Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu, aynı makinenin başında, elleri kolları birbirine dolaşmış, bütün tuşlara aynı anda abanıyor…
Özgür Abi, “Değişim!” diye bağırırken, İmamoğlu labirentin içinde kaybolmuş, yolsuzluk iddialarının dumanı arasında “Çıkış nerede yahu?” diye saçmalıyor…
Spoiler: Çıkış yok, sadece kafa karışıklığı var!..
İmamoğlu, İstanbul’un “atom karıncası”ydı hani?..
Metro açar, kreş yapar, lokanta kurar…
Ama son zamanlarda, yolsuzluk iddialarının gölgesinde biraz paslanmış gibi…
“Herkes işine baksın!” diyor, ama kendi işine bakarken yanlış tuşlara basıyor sanki…
İBB’deki ihale muhabbetleri, “Yok canım, bu kadar da değildir!” dedirtse de, sosyal medyada dönen “Hani şeffaftık?” soruları, Ekrem Bey’i fena köşeye sıkıştırmış…
Adam, sanki joystick bozulmuş da, karakter ekranda kendi kendine zıplıyor…
Bir twit atıyor, “Halkın içindeyim!”, bir bakıyorsun, halk “Hangi halk?” diye DM’den veryansın ediyor…
Özgür Özel’e gelince, o da ayrı bir âlem…
CHP’nin kaptan köşkünde “Hadi aslanlar, iktidara yürüyoruz!” diye gaz veriyor, ama bir yandan da İmamoğlu’nun sahnede dans ederken tökezlemesini izliyor…
Özgür Abi, koltuğunu sağlamlaştırmak için “değişim” mantrasını tekrarlıyor, ama İmamoğlu’nun “Ben zaten değişimim!” havası, partideki herkesin sinirini bozuyor. …
Özgür, “Erken seçim!” diye bir tuşa basıyor, İmamoğlu “Ben cumhurbaşkanı adayı mıyım, değil miyim?” diye başka bir tuşa…
Sonuç?..
Makine “TILT” yazıp kitleniyor!..
İmamoğlu’nun derdi büyük…
Yolsuzluk iddiaları, öyle “Hadi musluk açtım, unuttuk gitti!” diye kapanacak cinsten değil…
Adam, bir yandan “Şeffafız, tertemiziz!” diye bağırıyor, bir yandan “Ama dur, şimdi bunu açıklamayalım” diye geri vites yapıyor.
Mahkemede acemi meddah pozlarında…
Sanki bir PR krizi simülasyonunda, ama bütün yanlış şıkları seçiyor…
“Halk bizi seviyor!” diyor, ama halkın yarısı X’te “Ekrem, bu ne iş?” diye veryansın ediyor…
Ekranda “Game Over” yazısı yanıp sönüyor, ama İmamoğlu hâlâ “Bir jeton daha atayım, düzelir!” modunda…
Peki, CHP bu kaosun içinden nasıl çıkacak?…
Özgür Özel, “Birlik olalım” diyor, ama İmamoğlu’nun “Birlik mi? Ben zaten bir numarayım!” tavrı, partiyi bir arcade makinesinden çok lunaparktaki çarpışan arabalara çevirmiş…
Özgür, direksiyonda sakin kalmaya çalışıyor, ama İmamoğlu’nun arabası her an bir yerlere tosluyor…
Taban ise “Hadi be, biriniz şu oyunu kazansın!” diye bağırıyor, ama nafile…
Rakip takım sahada gol üstüne gol atarken, CHP hâlâ “Hangi tuşa basalım?” diye tartışıyor…
Netice?..
İmamoğlu, yolsuzluk iddialarının gölgesinde çıkış bulamayıp saçmalamaya devam etsin, Özgür Özel de “değişim” tuşuna basıp dursun…
Ama unutmayın, arcade makinesinde jeton biterse oyun da biter…
CHP’nin jetonu ne kadar, orası meçhul….
-VEGAN BESLENME BAĞIRSAK KANSERİ RİSKİNİ ARTIRIYOR…
Senelerdir insanları et, sakatat, süt ve süt ürünlerinden uzaklaştırmak ve vegan beslenmeyi dayatmak için çok yoğun kampanyalar var.
Vegan beslenme, sadece sağlıklı bir beslenme modeli olarak sunulmakla kalmıyor, etik ve çevresel sebeplerle de öne çıkarılıyor.
Atalarımızın binlerce senedir hem hayvani hem tarım ürünlerini yiyerek sağlıklı yaşadıkları ve hastalıklardan korundukları unutturulmak isteniyor.
Japon araştırmacıların fareler üzerinde yaptığı deneylerde, hayvani proteinleri ihtiva eden bir diyetin ince bağırsakta tümör gelişimi ve büyümesini azaltabileceği gösterildi.
Araştırmada, bu proteinlerin bağırsak bağışıklık sistemini nasıl tetiklediği ve yeni tümörlerin doğuşunu etkili bir şekilde durdurmasına nasıl imkân sağladığı da ortaya çıkarıldı.
NE DEMİŞ?…
Dikensiz gül yoktur ama gülsüz pek çok diken vardır.
-Arthur Schopenhauer