*Ortodoks Ekonomi Saçmalıkları*

Konumuz, ekonomi dünyasının kutsal ineği: Ortodoks ekonomi…

Hani şu “serbest piyasa her şeyi çözer”, “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” diye kulağımıza fısıldayan, ama gerçek dünyada duvara toslayan o koca balon…

Hazırsanız, bu saçmalıkları bir bir deşifre edelim!

*1. “Piyasa her zaman haklıdır” masalı*

Ortodoks ekonominin bir numaralı yalanı: Piyasa, sihirli bir değnek gibi, her sorunu çözer…

Fiyatlar yükselir, düşer, dengelenir; arz-talep dans eder, dünya güllük gülistanlık olur…

Peki, neden o zaman 2008’de piyasa kendini duvardan duvara vururken hepimiz faturayı ödedik?…

Bankalar batarken “piyasa düzeltecek” diye bekleyenler, şimdi naber?..

Serbest piyasa, kaynakları en verimli şekilde dağıtır diyorlar, ama bir bakıyorsun, dünyada 800 milyon insan aç, bir avuç milyarder ise uzaya özel roketle tatil planı yapıyor…

Hani adalet?..

*2. “Enflasyon sadece para arzından olur” safsatası*

Ortodoksçuların favori oyuncağı: Enflasyon. “Para basarsan enflasyon olur, başka da bir şey yapmana gerek yok” derler…

Güzel, tamam da, peki neden maliyet enflasyonu diye bir şey var?..

Enerji fiyatları fırlıyor, tedarik zincirleri kırılıyor, savaş çıkıyor, ama hâlâ “para basmayı kes” diye bağırıyorlar…

Kardeşim, markete gittiğinde yumurtanın fiyatı niye uçuyor, biliyor musun?..

Çünkü tavuk yemi ithal, ithal edilen yem dolarla, dolar zıplıyor, ama sen hâlâ “faizi artır, her şey düzelir” diyorsun…

Bu mu senin ekonomi bilgin?..

*3. “Devlet işe karışırsa her şey batar” korkusu*

Ortodoks ekonomi, devleti bir canavar gibi gösterir. “Aman devlet karışmasın, piyasa kendi işini halleder.”

E hadi bakalım, sağlık sektörünü tamamen piyasaya bırakalım, ne olacak?..

ABD’ye bak, adamın biri ambulans çağırıyor, sonra fatura gelince hastaneden önce borç batağına düşüyor…

Eğitim?..

Serbest piyasada okullar holdinglere dönüşür, paran yoksa diploma hayal…

Devlet, evet, bazen hantal, bazen verimsiz, ama senin o kutsal piyasan da eşitlik değil, eşitsizlik makinesi…

Devlet olmasa, senin o “rekabet” dediğin şey, üç-beş zenginin tekeline döner, haberin olsun…

*4. “Herkes rasyonel davranır” fantezisi*

Ortodoks ekonominin en komik varsayımı: İnsanlar rasyonel. Yani hepimiz her an en kârlı, en mantıklı kararı veriyoruz…

Marketten çikolata alırken bile sanki Nobel ödüllü ekonomist gibi hesap yapıyoruz! ..

Kardeşim, insanlar sigara içiyor, kumar oynuyor, gereksiz yere borçlanıyor…

Rasyonellik nerede? ..

Pandemide tuvalet kâğıdına hücum eden kitleyi gördük…

Bu mu senin “homo economicus”?..

İnsanlar duygusal, panik, hırslı, bazen de düpedüz aptal…

Ama sen hâlâ “piyasa rasyonel” diye masal anlat…

*Son söz: Ortodoks ekonomi, bir din gibi*

Ortodoks ekonomi, bir bilimden çok bir inanç sistemi…

Kutsal kitapları var (Milton Friedman’ın yazıları), papazları var (Merkez Bankası başkanları), hac yerleri var (Wall Street)…

Ama gerçek dünyada, bu dogmaların çoğu duvara çarpıyor…

Evet, piyasa önemli, evet, bireysel özgürlükler kıymetli, ama her derde deva gibi sunulan bu reçeteler, çoğu zaman sadece zenginleri daha zengin, yoksulları daha yoksul yapıyor…

Bir dahaki sefere, heteredoks yaklaşımlara da kulak verin…

Belki Keynes’in, belki Marx’ın, belki de hiç duymadığınız bir yerel ekonomistin fikirleri, şu ortodoks dogmalardan daha çok işinize yarar…

Biraz düşünün…

Gerçekten bu mu ekonomi?..

Yoksa bize yutturulan bir masal mı?

AZ DA SAĞLIK…

Tıp; kitaptan, derslerden, okuyarak-yazarak ya da laboratuarlardan ya da Google’dan ya da yapay zekadan öğrenilmez…

Tıp hasta başında, ustasından öğrenilir…

Meşk usulü...

ESKİLERDEN…

Madem eskiden her şey daha güzel ve sağlıklı idi ortalama ömür neden kısa idi?…

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }