Muhtarlar CHP’lileri uyarmış ama…

Hafta sonu birkaç muhtarla bir araya gelme fırsatım oldu.

Oradan buradan pek çok şey konuştuk.

Fakat muhtarların anlattıkları bir şey var ki, oldukça dikkatimi çekti.

Eminim sizin de dikkatinizi çekecektir.

*

Biliyorsunuz, pandemide öğrenciler memleketlerine dönmüş, dijital ortamda derslerine ve sınavlarına girmişlerdi.

Bazı öğrenciler ise memleketlerine gitmekle kalmamış, aynı zamanda ikametlerini de aldırmışlardı.

Pandeminin evlere kapanma bölümü bitince ve üniversitelerde yüz yüze eğitim başlayınca, öğrenciler de geri dönmeye başladılar.

Fakat pek çoğu, ikametlerini Eskişehir’e henüz aldırmış değil.

*

Dahası, yeni dönemde üniversiteyi kazanıp da ikametini Eskişehir’e aldırmayan hatırı sayılır sayıda öğrenci söz konusu.

*

Bu noktada muhtarlar, CHP’nin yetkili isimlerine demişler ki: Kendisi burada olan ancak ikameti memleketinde olan öğrencileri tespit etmek zor değil. O öğrencilere ulaşarak ikametlerini Eskişehir’e aldırmanız faydalı olur.

*

Hatta bir mahallenin muhtarı ciddiyetle bir çalışma yapmış, kendisi Eskişehir’de olup da ikameti memleketinde olan öğrencileri tespit etmiş, çıkardığı listeyi CHP’nin etkili isimlerine vermiş.

*

Fakat gelin görün ki o CHP’liler, ikameti Eskişehir’de olmayan öğrencilere ilişkin herhangi bir çalışma başlatmamışlar. Konuyu parti örgütlerine iletip iletmedikleri de meçhul.

*

CHP, Eskişehir’de hem belediye seçimlerinde hem de genel seçimlerde öğrencilerin büyük çoğunluğunun oyunu alırken, orta yerde duran bu duyarsızlık düşündürücü.

Hele ki Eskişehir’in milletvekili sayısının öğrenciler sayesinde tekrar yediye çıkabileceği ihtimali göz önünde bulundurulursa, CHP’lilerin boş vermiş halleri vahim bir tablo olarak karşımıza çıkıyor.

Merkezi Hekim Randevu Sistemi saç baş yolduruyor!

Gün geçmiyor ki Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) hakkında yeni bir şikayet gelmesin!

“Sağlıkta devrim yaptık, hastanelerde kuyrukları bitirdik” diyenler, MHRS krizinin ortadan kaldırılması için herhangi adım atıyorlar mı, bu konuda şüphelerim var.

İnsanlar devlet ve üniversite hastanelerinde randevu bulamıyorlar.

Muayene ve tedavi aciliyeti olan kanser hastaları dahi randevu almak istedikleri zaman aylarca beklemek zorunda bırakılıyorlar.

Kıyıda köşede biraz parası olanlar soluğu özel hastanelerde alıyor.

Peki, ya yiyecek ekmeği zor bulan vatandaşlar?

Özel hastanelerin yanına yanaşamıyorlar ve çaresizce aylar sonra gelecek olan randevularını beklemek zorunda kalıyorlar.

Vaziyet sadece bununla da kalsa iyi.

Geçtiğiniz günlerde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nin (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaşanan bir olayı gündeme getirmiştim.

Bir vatandaş aylar sonrasına randevu alıyor, randevusuna gittiğinde “doktor yok” denip geri gönderiliyor.

Haydaaa!..

Yani, hasta, hem acil olmasına rağmen aylar sonrasına randevu alabiliyor hem de randevusuna gittiğinde doktor bulamıyor.

Eeee!.. Burada da ben şimdi “giderlerse gitsinler” diyenleri hatırlatmayayım mı?

Sözün özü, bina yapmakla sağlıkta devrim yapılmış olmuyor. Özellikle sosyal devletseniz, göstermelik değil ‘gerçek anlamda’ ücretsiz sağlık hizmeti verilmeli. Dikilen şaşalı binaların içi son teknoloji cihazlarla donatılmalı, sürekli güncellenmeli. Sağlık çalışanlarına uluslararası standartlarda eğitim verilmeli ve onlara insan onuruna yakışır bir hayat sunulmalı. Eğitim ve Araştırma Hastanelerinin içi boşaltılmamalı, amacına uygun kullanılmalı.

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }