“Bu haftaki köşe yazımı toplumun her alanında hızla yayılan ve hastalık boyutunda artan bir kişilik problemine ayırdım. Bu kişilik bozukluğun adı Yalakalık. Kişilik zayıflığı ve samimiyetsizliğin dışa vurumu olarak ortaya çıkan bu problem her geçen büyüyor.
“Yalakalık” kelimesi, Türkçede çıkar sağlamak, beğenilmek ya da kendini korumak amacıyla birine aşırı derecede yağcılık yapmak, dalkavukluk etmek anlamına gelir.
Yeri geldi mi makam için, yeri geldi mi para için ve daha birçok konu için güç merkezine yalakalık yapılan bir dönemin içerisindeyiz. Bürokrasi de yükselmenin yolu bir yerlere yaranmak olmamalıdır. Bürokrasi de yükselmek liyakatla olmalıdır. Bürokrat o bilinçte olursa çalışkanlığı ve üretkenliğiyle ön plana çıkmaya çalışır. Diğer türlü kendisini üst makama taşıyacak yer ve odaklara yaranmaya çalışır. Bu da yalaka bireyler ortaya çıkarır. Siyasette duruşu ve gönüllere dokunan faydalı şahıslar yerine yalakalık yaparak koltuğu kapanlar kibir abidesi oluyorlar. Vatandaşın telefonuna çıkmayıp, halka karşı siyaset yaparlar. Koltuğu korumanın yolu olarak kendisini koltuğa oturtanlara yaranmak dışında hiçbir faaliyette bulunmazlar. Arkasında durulanlara karşı mütevazi ve saygılı bir kimlik ortaya koyan bu tarz siyasetçiler, halkın isteklerine tamamen kapalı olurlar. Bir de yalakalığın sosyal hayat boyutu var. Bu konuda parası olanları görünce şekilden şekle giren bu tipler, öz kimlikliklerine yabancılaşırlar. Menfaat için eğilip, doğruları yerine yalakalık yaptıkları güç odaklarının doğrularını kendi doğruları kabul ederler. Gerçek duygu ve düşüncelerini bir kenara bırakıp, menfaat için aşırı övgüde bulunurlar. Yalakalık kişiliğin zayıflığını gösterir. Çıkarı için kendinden ödün verirler.
Yalakalara ve yalakalığa geçit verilmemelidir. Şahsiyet, kişilik ve onur her türlü çıkarın üzerindedir. Menfaat için yalakalık yapanlara taviz verilmemelidir. Çünkü yalakanın tek bir felsefesi var. O da güç odağı nereyse orada eğilmektir. Yalakalık yapılan kişiler de bu ölçüyü iyi bilip, bu tarz insanlara değer vermemelidir. Çünkü yalakaların menfaati bittiğinde sizden uzaklaşıp, yeni güç odağına hemen yanaşırlar. Yalakalar için kimsenin bir önemi yoktur. Tek önem verdikleri durum kendi çıkarlarıdır.
Toplumsal mücadeleyi her alanda vermeliyiz. Toplumumuzu kirletmeye çalışan bu tarz hastalıkları el birliğiyle bitirmeye çalışmalıyız. Bu hastalıkların toplumda kalıcı hale gelmesi şahsiyetsiz bir topluluk oluşturur. Ve şahsiyetsiz bir toplumunda başarılı olma şansı yoktur.
Yalakalığa geçit yok, yaşasın şahsiyetli ve onurlu kişilikler.