Mazlumu-Masumu Mağdur Eden Ah Şu Sahtekarlıklar

2008 Yılında çalıştığım Eti maden Genel Müdürlüğü Kırka Bor İşletme Müdürlüğünde İnsan Kaynakları Müdürlüğüne getirildim. Göreve getirildiğim o günlerde mülakatı önceden yapılmış açıktan işçi alımı yapılıyordu. Kayıt, kabul işlemleri bana bağlı birimin işi idi. O dönem müdür arkadaşlarımdan birisi: “Ortalıkta sahte diploma lafları dolaşıyor.” gibi kulağıma kar suyu kaçırdı. İşçi Sicil Şefine kulağınızı söylentilere, gözünüzü evraklara dikkatle açın gelen evrakları didik didik inceleyin, dedim. Bir süre sonra şef arkadaş odama diploma gibi renkli bir evrakla geldi. Müdürüm: “Bu diploma renkli fotokopi.” dedi. İlgiliden diplomanın aslını isteyin, dedim. Az sonra ilgili ile o şef arkadaş tekrar geldi.

İlgiliye, dedim. Bu fotokopinin aslını getirmelisin. Aksi hâlde bu belge ile işlem yapmam, dedim. İlgili kişi: “Diplomanın aslı denilerek bana verilen belge bu.” dedi. Onun bu ifadesine istinaden diplomanın sahte olabileceğini düşündüm. Bütün diplomaları fotokopi ve diploma numaraları ile hem verilen okula ve hem de ölçme değerlendirme merkezine yazı ile sorduğumuzda beş diplomanın sahte olduğu ortaya çıktı. Durumu, hukuka havale ettim. Sahte diploma sahipleri ile alakalı davalar açıldı. İş hakları feshedildi. Ne yazık ki, o cenahın intikam ateşi galeyana gelmiş olmalı ki itham, iftiraya maruz kaldım. “Bunlar güçlü adamlar. Savunucuları, uzantıları pek çok... Yazık, günah değil mi? İnsanın ekmeği ile oynanır mı? Bu adamların yapmayacağı kötülük yoktur. Atıkları iftirayı duyduğunuzda görüsününüz gününüzü…” tarzında iğrenç suçlamalar, öç söylentileri kulağımıza gelmedi değil...

Velhasıl insanlık onur ve şerefini hiçe saydılar. İftirayı patlattılar. 2013 Yılında, atılan iftira davasını iki yıllık hukuk mücadelesi sonrası müfteriye karşı kazandım. Atılan bu iftiranın şerrinden önce Allah’ın adaleti, sonrada Türk adaletinin basiretli, ferasetli, dirayetli adil hükmüyle kurtuldum. Adaletle hükmeden tüm hukuk adamlarının başarıları daim, bedenleri sağlıklı, gönülleri huzurlu, yolları açık olsun! Mazlumun, masumun, mağdurun güvencesi adalettir. Sahtekârın, hilekârın, riyakârın, şarlatanın, hokkabazın ve yobazın korkulu rüyası da adalettir. Tarih boyu insanlığın başına bela olmuş dünyayı cehenneme çevirmeye kalkışan sahtekâr, hilekâr, riyakâr, şarlatan, düzenbaz, hokkabaz ve yobaz güruhlarıdır. Olmayanı varmış gibi göstererek mazlumun, masumun hakkına tecavüzle pek çok insanı mağdur eden zalimler, bu minvalli zevatlardır.

Sahtekârlık, hilekârlık, riyakârlık, şarlatanlık, düzenbazlık, hokkabazlık ve yobazlık ortadan kalktığında insanlık cennet hâlini daha dünyada yaşayacaktır. Bu tipler uzantılarıyla elbirliği, ağızbirliğiyle isteklerine boyun eğmeyen masuma, mazluma yoğun baskı kurmaktan geri durmayan zorbalardır. Allah, onların şerrinden tüm masum ve mazlumları korusun! İstihbarattır bu suç makinalarının ellerini, ayaklarını bağlayan kelepçe… Bunların akıllarına, dillerine bağ ancak adaletle vurulur. Suçu sabit olmayan hiç kimseye suçlusun demek kabil değil. Adalet mazlumu, masumu zorbadan, zalimden ayırdığında tecelli eder. Mazlumu, masumu mağdur etmekten evladır suçluya cezasını çektirmek. Dünya hayatının en zor savunması suçsuz insanın suç isnadı karşısında kendisini aklamaya çalışmasıdır. Mazlum, masum bir insanın atılan iftira ile mağduriyetten kurtulmak çabasından daha müşkül çaba ne olabilir?

İftira davamın seyrinde Türk hukukçuları hakikati ortaya çıkardıkça bazı sahte diploma sahiplerinden lehime tanıklık yapanlar bile oldu. Her sahtelik, her riyakârlık, her şarlatanlık gördüğümde Hz. Musa’nın hakikatlerini örtbas etmek isteyen Firavun ve yardakçı sihirbazları aklıma gelir. Hz. Musa’nın hakikati akıl gözlerine gösteren gerek kimya, gerekse fizik bilimlerine ders olacak ilahi buyruk destekli hamleleri karşısında aklını başına alan Firavun avenelerinden çoğu kişi: “Bu hakikat karşısında biz de Musa’nın Rabbine inandık.” dediler. Hz. Musa ve kavmi gibi adli ilahinin rahmetine erdiler. Hakikate karşı direnen Firavun ve avenelerinden bazıları da: “Musa, yalan söylüyor.” dediler. İlahi gazapla sel sularına gark olup gittiler.

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }