8 Mayıs 1902'de Karayip adası Martinik'te bulunan Pelée Dağı yanardağı, tarihin en ölümcül volkanik patlamalarından birini gerçekleştirdi. Sabah saatlerinde meydana gelen ani ve şiddetli patlama, adanın en büyük ve gelişmiş şehri olan Saint-Pierre'i saniyeler içinde kül ve lav bulutlarıyla yuttu.
Olay, günler süren küçük çaplı buhar ve kül püskürmelerinin ardından yaşandı. Birçok kişi tehlikeyi hafife alarak veya yetkililerin "güvenli" açıklamalarına güvenerek şehri terk etmemişti. Ancak 8 Mayıs sabahı, dağın kraterinden dehşet verici bir kızgın gaz ve volkanik enkaz bulutu olan "piroklastik akıntı" büyük bir hızla yayıldı.
Saniyeler içinde Saint-Pierre'e ulaşan bu ölümcül bulut, önüne çıkan her şeyi yakıp yıktı. Binalar çöktü, gemiler alabora oldu ve tahminlere göre 30.000'e yakın insan hayatını kaybetti. Şehir adeta hayalet bir kasabaya dönüşürken, geriye sadece birkaç yapı ayakta kalabildi. Mucizevi bir şekilde hayatta kalan çok az sayıda insan arasında, zindan hücresinde bulunan bir mahkum ve şehrin dışındaki bir bölgede yaşayan bir kişi yer alıyordu.
Martinik Yanardağı'nın bu felaketle sonuçlanan patlaması, volkanik tehlikeler konusunda önemli dersler çıkarılmasına yol açtı. Piroklastik akıntıların inanılmaz yıkıcı gücü ve volkanik aktivitenin erken uyarı işaretlerinin önemi bir kez daha gözler önüne serildi. Olay, günümüzde de volkanik risk bölgelerinde yaşayan insanlar için acı bir hatırlatma olmaya devam ediyor.