Kültür ve sanata erişim, özellikle ekonomik koşulların zorlaştığı bu dönemde pek çok kişi için lüks haline gelmişken, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı “Kombine Bilet” uygulaması adeta nefes aldıran bir gelişme oldu. Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi, Oya Müzesi, Kedi Sanat Evi ve Mavi Sanat Evi’ni tek bir biletle gezebilmek, sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültürel olarak da bütünlüklü bir deneyim sunuyor. Bu adım, sanatın ulaşılmaz olmadığını gösteren, herkesin bu dünyaya bir kapıdan girebileceğini ispatlayan çok değerli bir yaklaşım.
Kültür-sanat etkinliklerine olan ilginin yüksek olduğu Eskişehir’de, uzun bilet kuyrukları hepimizin hafızasında taze. Öğrencisinden emeklisine, kentliyi ya da ziyaretçiyi bir araya getiren bu etkinliklere olan yoğun talep, bir ihtiyacın da göstergesi aslında. Sanata duyulan bu ilgiye karşılık verilmesi, erişimin kolaylaştırılması, izleyicinin ya da ziyaretçinin önündeki engellerin kaldırılması, kültürel yaşamın devamlılığı açısından hayati önemde. Kombine bilet uygulaması da tam bu noktada devreye giriyor.
Elbette bu uygulamanın yalnızca başlangıç olması en büyük temennimiz. Neden ilerleyen süreçte Odunpazarı Modern Müze (OMM), Eskişehir Kurtuluş Müzesi, Eti Arkeoloji Müzesi, Cam Sanatları Müzesi, Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesi gibi kent belleğinde önemli yer tutan diğer müzeler de bu sisteme dahil edilmesin? Bu müzeler de kombine biletin bir parçası haline getirilirse, ortaya çıkan kültürel rota sadece sanatseverler için değil, Eskişehir’i tanımak isteyen her birey için eşsiz bir deneyim olur.
Bu sistemin yalnızca müzelerle sınırlı kalmaması da bir başka beklentimiz. Şehir Tiyatroları'nın oyunları ya da Büyükşehir Senfoni Orkestrası'nın konserleri gibi düzenli etkinlikler için de benzer bir kombine sistemi oluşturulabilir. Aylık ya da sezonluk bilet seçenekleriyle, insanlar bir yandan planlı bir şekilde kültür sanat takvimine katılırken, bir yandan da ekonomik avantajlardan yararlanabilir. Bu hem sanat kurumları için seyirci sadakatini artırır hem de kentteki kültür sanat dolaşımını güçlendirir.
Eskişehir’in bir kültür sanat şehri olarak anılmasının temelinde, işte bu tür uygulamalar ve bakış açıları yatıyor. Sanatçının desteklendiği, üretimin teşvik edildiği, seyircinin erişiminin kolaylaştırıldığı bir şehirde, kültürel yaşam kendiliğinden büyür, derinleşir ve çeşitlenir. Bu anlayış sürdüğü sürece, Eskişehir yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın da örnek aldığı bir kültür modeli olmayı sürdürecektir.
Kombine bilet uygulaması, sadece bir müze giriş kartı değil. Aynı zamanda sanatın kapsayıcılığına, kültürün herkesin hakkı olduğuna duyulan inancın ifadesi. Bu yaklaşımın genişletilmesi, güçlendirilmesi ve kalıcı hale getirilmesi, Eskişehir’in kültür politikasında bir dönüm noktası olabilir. Şimdi sıra, bu güzel adımın daha da ileriye taşınmasında.