Kıbrıs’a ilk kez giden birçok insanın en büyük şaşkınlığı yollarda başlar. Araba kiralarsınız ve fark edersiniz: Direksiyon sağda, trafik soldan akıyor. İlk başta her şey ters gelir; kavşaklar, sollamalar, dönemeçler… Peki neden böyle?
Cevap, doğrudan tarihin direksiyonuna uzanıyor.
Kıbrıs, uzun yıllar Osmanlı egemenliğinde kaldıktan sonra, 1878’de İngiltere tarafından kiralandı ve 1914’te fiilen, 1925’te ise resmen Britanya kolonisi haline geldi. Bu süreçte Britanya adada hem idari hem de kültürel birçok değişiklik yaptı. Altyapıdan eğitim sistemine kadar her şeyde İngiliz etkisi hissedildi. Trafik düzeni de bu değişimlerden biri oldu.
İngiltere'de trafik soldan akar; bu uygulamanın kökeni Orta Çağ’a kadar uzanır. At sırtında yolculuk edilen zamanlarda insanlar sağ elleriyle kılıç kullandıkları için, karşıdan gelenin niyetini ölçmek adına yolun solundan gitmek daha güvenli sayılırdı. Bu gelenek zamanla arabalara da taşındı.
Kıbrıs’ta İngiliz etkisi, sadece yolları değil, direksiyonun yerini de belirledi. Soldan trafik akışı için direksiyonun sağda olması gerekir ki, sürücü yolun merkezine daha hâkim olabilsin. Dolayısıyla, bugün Kıbrıs’ta direksiyonlar hâlâ sağda ve yollar soldan işliyor.
Kıbrıs, 1960 yılında bağımsızlığını kazansa da bu trafik sistemi değişmedi. Alışkanlıklar, altyapı ve araç ithalat düzeni nedeniyle bugüne kadar sürdü. Aslında Kıbrıs, İngiliz mirasını hala taşıyan ülkelerden sadece biri. Hindistan, Avustralya, Güney Afrika gibi birçok eski İngiliz kolonisi de soldan akan trafikle yaşamaya devam ediyor.
İşin ilginç yanı, Kıbrıs’ta Türk tarafında yaşayanların çoğu Türkiye’den gelen sürücüler. Türkiye’de trafik sağdan aktığı için buraya gelen sürücüler için bu ilk zamanlarda ciddi bir kültür şoku yaratıyor. Kiralık araçlar, uyarı çıkartmalarıyla dolu: "Lütfen sol şeritten gidiniz!"
Sonuç olarak, Kıbrıs’ın yol haritası sadece asfaltla değil, tarih ve mirasla da örülmüş durumda. Her kavşak, her direksiyon, geçmişten bir iz taşıyor. Bu yüzden direksiyon sağda, yol ise solda.