Ey okur, eski bir fıkrayı yeniden anlatayım; ama bu sefer kokusu burnunuzu yakacak.
Yabancı adam, Müslüman kasabada sıkışır. Tuvalet arar, minareyi görür, koşar.
İki kabin, kapılarda ibrikler, ortada sandalyeye yapışmış ibrikçibaşı...
Adam ibriği kapar, dalar. İbrikçi böğürür: "Bırak o ibriği, öteki!" Adam değiştirir, işini görür, çıkar.
Sorar: "Ötekini alsaydım ne?"
İbrikçi kasıla kasıla: "Bırak! Bizim de forsumuz olsun..."
Kıssadan hisse: Görev verirsiniz, adam havasını gösterir. Ama bu fıkra masum değil artık.
Çünkü ibrikçibaşı, forsunun altında rüşvet çarkını döndürüyor.
"Öteki ibrik" demek, "öteki zarf" demek.
İçinde para olmayan dosya, tuvalete giremez.
Günümüz bürokrasisi tam bir lağım çukuru. Vatandaş evrak için kapıya dayanır; sıkışmıştır, acil.
Kapıda ibrikçibaşı –pardon, memur– oturur. "Bu dosya değil, öteki!" Neden?
Çünkü öteki dosyada zarf olacak.
Zarf yoksa, dosya "eksik".
Eksik değil, rüşvet eksik. Adam koşar, zarfı doldurur, geri gelir.
Yeni ibrikçi: "Bu form eski!"
Eski değil, zarf ince.
Her daire kendi ibriğini dayatır; her ibrik bir rüşvet kuyusu.
Belediyede imar dosyası?
Aylarca bekler.
Neden?
İbrikçibaşı "fors" peşinde.
Fors dediğin, zarf kalınlığı.
Vergi dairesinde beyanname? "Eksik evrak!" Eksik değil, rüşvet.
İş adamı ruhsat için yalvarır.
İbrikçi ordusu sırayla "öteki ibrik" der; her "öteki" bir torba para.
Sonuç: Ekonomi lağıma akar, millet kokudan geçilmez halde kalır.
Pandemi aşı kuyrukları? Sistem çöker, ama asıl çöken ahlak. "Öncelikli randevu" için zarf.
Hastane dosyası? Doktor ibrikçibaşı: "Bu tetkik değil, öteki!" Öteki tetkik, cebi dolu hasta.
E-devlet var mı?
Var, ama hâlâ kağıt peşinde koşarız.
Neden?
Dijital zarf olmaz; elden vereceksin.
İbrikçibaşı sandalyede, çubuğunu tüttürür; çubuk değil, rüşvet dumanı.
Bu iş görmezlik, rüşvet çarkının payandası.
Her memur, her müdür "ben buranın efendisiyim" havasında.
Vatandaş yabancı adam gibi, tartışamaz. Zarfı doldur, ibriği değiştir, rahatla. Ama rahatlayan kim? İbrikçibaşı. Millet? Sıkışır da sıkışır.
Ne ibrikçiler gördük; dün koltukta, bugün soruşturmada.
Esamesi okunmuyor. Ama çark dönüyor. Çünkü sistem, ibrikçibaşını besliyor. Görev geçici, rüşvet kalıcı.
Koltuklara yapışmak boş; yapışanlar bir gün lağıma gömülüyor.
Çare?
İbrikçibaşını sandalyeden tekmelemek.
Rüşveti çok ağır suç yapıp, ibrikçiyi hapse atmak.
Dijitalleşmeyi zarfsız yapmak.
Yetkiyi dağıtmak, denetimi sıkmak.
Vatandaşı zarfla koşuşturmamak.
Yoksa bürokrasi tuvalet değil, rüşvet lağımı.
Kokusu burnumuzda, forsları cebinde.
Yarın "öteki ibrik" demesinler diye, ibrikçibaşını lağıma gömelim.
Gerçek fors, temiz iş görmekle olur.
Rüşvetle değil.
AZ DA SAĞLIK…
Bir sene günde sadece bir fincan nar suyu içmenin, iç karotid arterinin kalınlığını yüzde 35'e kadar azalttığı gösterildi.
Narın faydaları, enflamasyonla savaşan, kan akışını iyileştiren ve atardamar duvarlarını güçlendiren yüksek antioksidan ve polifenol konsantrasyonundan kaynaklanır.
Düzenli olarak nar yenmesi kalp hastalığı riskini önemli ölçüde azaltabilir ve genel sağlığı iyileştirebilir.
NE DEMİŞ?…
Erkekler hür ve eşit olarak doğarlar, daha sonra bazıları evlenir.
-Anton Pavloviç Çehov