Hükümet 40 Gündür Kapalı, ABD Battı mı?

Amerika Birleşik Devletleri, dünyanın süper gücü, kapitalizmin kalesi, Hollywood'un ve Silikon Vadisi'nin beşiği...

Bu devasa imparatorluk, 1 Ekim'den beri –yani tam 40 gün boyunca– federal hükümetini kapattı.

Kongre'nin bütçe anlaşmazlığı yüzünden memurlar evde, ulusal parklar kilitli, hava trafik kontrolörleri maaşsız nöbette.

Peki, bu kaosun altında yatan gerçek nedir?

ABD ekonomisi mi çöktü, yoksa toplum mu patlama noktasına geldi?

Yoksa bu, Washington'un derin koridorlarında dönen bir tiyatro mu?

Gelin, bu iç ekonomik ve sosyal kargaşayı masaya yatıralım; rakamlar, olaylar ve sokaklardaki fısıltılarla.

Öncelikle, hükümet kapanmasının anatomisine bakalım.

Bu, 2018-2019'daki Trump dönemi kapanmasından beri en uzunu –hatta rekor kıran bir felaket.

Senato'da Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında tıkanan bütçe müzakereleri, "Rescissions Act of 2025" gibi tasarruf yasaları ve Affordable Care Act (Obamacare) sübvansiyonlarının uzatılması tartışmalarıyla zehirlenmiş durumda.

Senato Çoğunluk Lideri John Thune'un dediği gibi, "Hükümeti açmadan sağlık sigortası pazarlığı yapmayız."

Sonuç?

Yaklaşık 800 bin federal çalışan maaşsız, Savunma Bakanlığı sivil personeli bile tasarruf modunda.

Beyaz Saray'ın "Government Shutdown Clock" sitesinde gün sayılıyor: 40 gün, ve sayaç hâlâ tik tak ediyor.

Ekonomik cephede durum, bir "her şey krizi"nden farksız.

J.P. Morgan'ın son raporuna göre, ABD'nin 2025 sonuna kadar resesyona girme olasılığı yüzde 40'ı bulmuş; Statista ise Kasım ayı için yüzde 33,56'lık bir ihtimal öngörüyor.

Neden mi?

Tüketici güven endeksi (University of Michigan) Ekim'den beri yüzde 6,2 düşmüş, geçen yıla kıyasla yüzde 29,9 gerilemiş.

Düşük gelirli haneler eziliyor: SNAP (gıda damgası) yardımları Kasım'da kısmen kesilmiş –USDA, 42 milyon Amerikalı'ya tam ödeme yapamıyor.

Bir federal yargıç tam fonlama emri verse de, Trump yönetimi Yüksek Mahkeme'ye itiraz etmiş ve şu an "acil fonlar"la idare ediliyor.

Yine de, gıda bankalarına akın var: Kansas'taki bir askeri gıda deposu trafiği yüzde 300 artmış, Armed Services YMCA ise yüzde 30 daha fazla talep görüyor.

Hava trafiği felç: FAA, büyük havalimanlarında uçuşları sınırlamış, çünkü maaşsız 10 bin hava trafik kontrolörü tükenmişlikten şikayetçi.

Turizm sektörü kan ağlıyor; ulusal parklar kapalıyken, küçük kiralık araç işletmeleri iflasın eşiğinde.

Reuters'a göre, düşük gelirli tüketicilerin bütçeleri sağlık maliyetleri, işsizlik korkusu ve tatil harcamalarıyla daralıyor –Noel öncesi alışveriş sezonu tehlikede.

Deloitte'nin Q3 2025 tahminine göre, konut inşaatı 1,31 milyona düşecek, enflasyon ise Trump'ın tarifeleriyle (ki Yüksek Mahkeme 5 Kasım'da görüşecek) yükselecek.

Moody's başekonomisti Mark Zandi'nin Fortune'a dediği gibi: "Hükümet çalışanları harcamayı kısarsa, ekonomi sallanır."

Zaten işsizlik oranı yüzde 4,3'e tırmanmış, Conference Board'un verilerine göre tüketicilerin yüzde 60'ı "resesyon içindeyiz" diyor.

Ama asıl bomba, sosyal kargaşada patlıyor.

Allianz Commercial'ın 2025 Risk Barometresi'ne göre, ABD'de sivil huzursuzluk şirketlerin en büyük korkusu –grevler, isyanlar ve "strikes, riots and civil commotion" (SRCC) olayları rekor kırıyor.

ACLED'nin US Crisis Monitor raporu, Haziran 2025 Los Angeles protestolarından beri (kitlesel sınır dışı politikalarına karşı) siyasi şiddet olaylarının iki katına çıktığını gösteriyor: Yılın ilk yarısında 150'den fazla motivasyonlu saldırı.

Max Security'nin analizine göre, dezenformasyon ve yanlış bilgi akışı, Trump'ın kutuplaştırıcı politikalarıyla (Project 2025 gibi) tetikleniyor –yabancı aktörler (Çin ve Rusya bağlantılı hesaplar) anti-kapitalist kampanyalarla sokakları karıştırıyor.

Sokaklar kaynıyor: Philadelphia'da Eylül 2023 yağmaları gibi, şimdi de Houston'da gıda kuyrukları ve SNAP kesintileri yüzünden araba kuyrukları oluşmuş.

Demokrat Temsilcisi Maxine Waters, "Aç insanlar sokaklara dökülecek, sivil savaş kapıda" uyarısı yapmış –ve bu abartı değil.

Reuters, Charlie Kirk suikastı sonrası (sağcı influencer'ın öldürülmesi) "vicious spiral"den bahsediyor: Ekonomik güvensizlik, ırk ve etnik kaygılar, enflasyon ve sosyal medya nefret dalgası birleşince, 1968 isyanlarını andıran bir gerilim doğuyor.

Edelman Trust Barometer 2025'e göre, Amerikalıların yüzde 50'si "sistem kırıldı" diyor; işsizlik, göçmen karşıtlığı ve sağlık erişimi şikayetleri, sol-sağ çatışmasını körüklüyor.

Peki, ABD battı mı?…

Hayır, henüz değil –ama çatlaklar derinleşiyor….

Trump'ın "One Big Beautiful Bill Act" gibi teşvik paketleri (5 trilyon dolarlık altyapı harcaması) kısa vadede nefes aldırabilir, Fed'in faiz indirimleri de öyle.

Ama UCLA Anderson Forecast'un "Recession Watch 2025" uyarısı net: Hükümet kesintileri, tarifeler ve göç kısıtlamaları birden fazla sektörü daraltırsa, süper depresyon kapıda.

The Atlantic'in "Everything Recession" makalesi gibi, bu kriz sadece ekonomik değil; sosyal dokuyu parçalayan bir "her şey krizi".

Sonuç olarak, ABD'nin bu 40 günlük karanlığı, demokrasinin kırılganlığını gösteriyor.

Washington'un elitleri bütçe oyunu oynarken, sokaktaki Amerikalı –veterandan gıda damgası alana– bedel ödüyor.

Eğer Senato Pazar günü anlaşmazsa (CBS News'e göre olasılık düşük), Şükran Günü öncesi isyanlar patlayabilir.

ABD battı mı?..

Belki batmadı, ama batışın eşiğinde –ve bu, küresel piyasaları da sarsacak….

AZ DA SAĞLIK…

Sabah erken kalkan kadınlarda meme kanseri riskinin geç saatlerde yatanlara göre yüzde 40 daha az olduğu, 8 saatten fazla uykunun da kanser riskini artırdığı bildirildi.

Hastalıklardan korunmanın yolu düzenli ve doğru yaşamaktan geçer.

Erken yatıp erken kalkma ve yeterli süre uyku da bu unsurlardan biridir.

NE DEMİŞ…

Çocuklar yetişkinlere göre daha iyi akıl yürütürler! Çünkü önyargıları yoktur.

-Anuşirvan Miyancı

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }