Büyük Atatürk’ün “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” sözünden nerelere gelindi.
Bugün gerek Türkiye’de olsun, gerekse yurt dışında olsun çok büyük başarılar elde eden Türk tıp doktorlarını biliyoruz.
Bunların en somut ve en yakın örneği her ikisi de Prof. Dr. olan Özlem Türece ve Uğur Şahin’dir.
2 yıldır tüm dünyaya kasıp kavuran Covid-19’a karşı aşı geliştiren bu iki Türk bilim insanı, tıp doktoru değil mi?
Hekimler uzun süredir hak arayışında.
Hastanelerde olsun, meydanlarda olsun sorunlarını anlatarak, çözüm yolu arıyorlar.
Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doktorlarla ilgili “varsın gitsinler” açıklaması ortalığı adeta ayağa kaldırdı.
***
Erdoğan'ın açıklamaları üstüne sosyal medyada binlerce paylaşım yapılırken, paylaşım yapan doktorların ise isyan etmesi dikkat çekti. "Bizi bu devlet okutmadı, biz kendimiz okuduk" diyen doktorlar, tepki gösterdi.
Bunun gibi çok sayıda doktor paylaşımları var.
İktidara yakın olduğu bilinen bir doktorun sosyal medyadaki paylaşımı da oldukça ilginçti.
“Hekimlerin sorunlarını sadece para olayına getirip değerlendirmek sorunu anlamamaktır. Sorun üç kuruş maaş fazla kazanmak olarak değerdirilerek halkın gözünde para göz doktor imajı çizmek kimseye hele de bu ülkeyi yöneten kişiye ya da yönetenlere yakışmaz. En önemli konu özlük hakları, çalışma şartlarının bir türlü düzeltilememesidir. Angarya ve ücretsiz nöbetler, bitmeyen icaplar, hizmet verdiğin kitleden hakaret ve şiddet görmeler, Üstüne üstlük, bir yargı mensubunun 4'te biri maaş almak, bir cafenin ya da lokantanın önündeki valenin ret ettiği bir ücretle hasta bakmak, bu ülkenin hizmet değil güvenlik temelli bir ülke haline geldiğini bu rakamlar göstermektedir. Bir teknik servisi çağırsan hiç bir hizmet almazsanız da bugün 75 TL para ödersiniz. Pekala hekim bir hasta baktığında kaç lira alıyor. Sıkı durun günde 60 hasta bakan hekim 20 iş gününde 1200 hasta bakıyor. Eline geçen hasta başına 10 TL. Dilenciye o parayı verirken sıkılırsınız. Evet ülkemiz son 20 yıldır gelişti ve taş devrinden geçti diyoruz da hekimler boğaz tokluğuna çalışıyor. Ak günler ve adalet bunun neresinde?”
***
Son yıllarda başta Almanya olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinin Türkiye'den gelecek doktor, mühendis, öğretmen ve akademisyenlere kapılarını açtığını biliyoruz. Bunlar, Almanya'da 6 aylık “stajyer ya da asistan” gibi çalıştıktan sonra tam kadro işe alınıyorlar.
Türkiye’den geçen yıl 1600'den fazla tıp doktoru Almanya'ya iş için giderken, bunu eğitimli diğer meslek gruplarındakilerin takip ettiği çeşitli kaynaklarda belertiliyor.
***
Pandeminin başında el üstünde tuttuğumuz, balkonlardan alkışladığımız, “hakkınızı ödeyemeyiz” diyerek ödeyemediğimiz hakimlerin geldiği duruma bakar mısınız!