Öğretmenler Günü, geleceğimizin mimarlarına, hayatımıza dokunan, yolumuzu aydınlatan rehberlere duyulan minnetin, saygının ve sevgimizin simgesi olarak kalplerimizde yerini alır. Öğretmenlerimiz, sadece bilgiyi aktaran kişiler değil, aynı zamanda değerleri öğreten, cesareti aşılayan ve hayata dair umutlarımızı yeşerten sessiz kahramanlardır.
Türkiye’de Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün, milletimizin geleceğini emanet ettiği öğretmenlere duyduğu güvenin bir göstergesi olarak belirlenmiştir. Atatürk, “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” diyerek öğretmenliğin sadece bir meslek değil, bir sorumluluk ve bir kutsal görev olduğunu vurgulamıştır. Bu tarih, öğretmenlerin topluma kattığı değeri hatırlamak, onlara olan minnetimizi ifade etmek için bir vesiledir.
Öğretmenler, sadece okul sıralarında değil, hayatın her alanında öğrencilerinin yanında olan yol göstericilerdir. İlk adımlarımızdan hayallerimizi kurmaya kadar hayatımızın birçok döneminde iz bırakan kişilerdir. Kimimiz için bir öğretmen, sabırla öğrenmeyi öğreten, kimimiz için hayallerimize inanmayı öğreten, kimimiz için ise yalnızca bilgiyi değil, insan olmanın inceliklerini öğreten bir rehber olmuştur.
Eskişehir’deki okullarda ve çeşitli kurumlarda düzenlenen Öğretmenler Günü etkinlikleri, bu emeğin ve fedakârlığın görünür kılınması açısından büyük önem taşır. Öğrencilerin elleriyle hazırladığı teşekkür kartları, okul koridorlarında yankılanan sevgi dolu sözler, emekli öğretmenlere duyulan vefa… Tüm bu detaylar, öğretmenlik mesleğinin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlatır. Özellikle emekli öğretmenler, yıllarca nesillerin yetişmesinde pay sahibi olmuş, adeta toplumsal hafızayı oluşturan değerli kişiler olarak, her zaman saygıyı hak ederler.
Bir öğretmenin hayatımızdaki etkisi çoğu zaman ölçülemez. Çünkü onlar, bir çocuğun ilk merakını uyandıran, bir gencin kararsız adımlarına yön veren ve bazen bir yetişkinin hayat yolculuğunda ilham kaynağı olan sessiz kahramanlardır. Öğretmenler, sabır ve fedakârlıkla yoğrulmuş, bilgiyi sevgiyle sunan yüce ruhlardır. Bu nedenle 24 Kasım, sadece kutlanan bir gün değil; aynı zamanda onların emeğine duyulan derin saygının, şükranın ve vefanın günüdür.
Bugün bir öğretmene teşekkür etmek, bir öğrencinin hayatına dokunan sesi duyurmak ve onların değerini hatırlamak için bir fırsattır. Çünkü her öğretmen, sadece bilgi vermez; hayatın anlamını, insan olmayı, sorumluluğu ve sevgiyi de öğretir. Bu yüzden öğretmenlerimizin günü, onların insanlığımıza kattığı değeri bir kez daha hatırlamak için bizlere bir vesiledir.
Öğretmenlerimize sadece bir gün değil, her gün minnettar olmalıyız. Onlar, sabırla tohum eken, sevgiyle büyüten ve umutla meyve veren gerçek kahramanlardır. Ve unutmayalım ki, bir öğretmenin dokunuşu, bir hayatın yönünü değiştirebilir; bir öğretmenin inancı, bir ruhu özgürleştirebilir.