Doğanın bir kez daha kendisine oynanan oyuna yanıt verdiğini söyleyen Ayday, bu yaşanan felaketin benzerlerinin Doğu Karadeniz Bölgesi’nde bu yıl içinde birkaç kez yaşandığına dikkat çekti. Bilimi dışlayarak yapılan plansız işlerin bölgeyi bu duruma getirdiğini belirten Ayday,‘‘ Sadece Karadeniz Bölgesinde değil, Eskişehir’e yakın olan Isparta’nın Senirkent ilçesinde 13 Temmuz 1995 yılında, yazın ortasında yaşanan aşırı yağış nedeni ile oluşan sel ve çamur akması 74 vatandaşımızın yaşamını kaybetmesi ile sonuçlanmıştır. Doğa ile mücadelenin başlangıcında Jeoloji vardır. Jeoloji olmalıdır. Jeoloji Bilimini yok sayarak yapılan yanlış yerleşim yeri seçimi bu ve bunun gibi felaketlere neden olacaktır. 1995 de Senirkent’te yaşanan ve dün Giresun-Derelide yaşanan felaket nedeni aynıdır. Bu tür felaketlerle baş etmenin çözümü vardır. Türkiye gibi sert topoğrafyaya sahip yerlerde sel baskını ve heyelanlarla mücadelenin ilk şartı yerleşim yerlerinin doğru Jeolojik koşullarda ve ortamlarda yapılmasıdır. Bu yerlerin Havza Analizlerinin yapılmasıdır. Sel ve Heyelan felaketlerine uğrama olasılığı olan yerleşim yerlerinin belirlenmesidir. Heyelan ve sel olasılığı olan riskli yerleşim yerlerinde ayrıntılı Heyelan ve Risk Analizleri, Bölgesel Havza analizlerinin vakit geçirmeden yapılması gereklidir. Biz, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi olarak buna benzer Sel ve Heyelan Felaketlerinin yaşanabileceği Eskişehir-Bilecik-Kütahya-Afyon illerindeki sorumlulara bu bilgilendirmeyi önceden yapmayı görev biliyoruz’’ ifadelerini kullandı.
‘Havza analizleri vakit geçirmeden yapılmalı’
Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Can Ayday, Giresun’daki sel felaketinin ardından bir açıklama gerçekleştirdi.
Bunlar da ilginizi çekebilir