Avrupa Hareketlilik Haftası bu yıl Eskişehir’den başladı. 16-22 Eylül tarihleri arasında kutlanan bu özel hafta, sadece bir açılış töreni ya da bir dizi etkinlik değil; aynı zamanda kentlerin geleceğine dair verilen önemli bir mesajdır. Avrupa Birliği’nin desteğiyle, Türkiye Belediyeler Birliği’nin koordinasyonuyla hayata geçirilen bu hafta, sürdürülebilir ulaşım alışkanlıklarını teşvik ediyor. Ve Eskişehir, bu konuda zaten uzun yıllardır Türkiye’ye örnek bir şehir.
Açılışta belediye başkanlarının yürüyerek, tramvayla ya da bisikletle Ulus Anıtı’na gelmesi sembolik ama çok anlamlıydı. Çünkü liderler, topluma sadece sözleriyle değil, davranışlarıyla da yön verirler. Bugün Avrupa kentlerinde bisiklet yolları, yaya alanları, toplu taşıma teşvikleri sıradan uygulamalar haline gelmiş durumda. Eskişehir’in de bu vizyona ayak uydurması, hatta öncülük etmesi hiç de şaşırtıcı değil.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’nin törende verdiği mesaj ise haftanın en dikkat çekici kısmıydı. Daha önce de dile getirdiği “Arabasız Pazar” uygulamasını 2026 yılında hayata geçireceklerini açıkladı. Eskişehir’in plaka kodu olan 26’ya atıfta bulunarak, 26 yılından itibaren her pazar günü bazı caddelerin araç trafiğine kapatılacağını söyledi. Bu, yalnızca bir trafik düzenlemesi değil; kent kültürüne yapılmış büyük bir dokunuş.
Düşünsenize, pazar sabahı kaldırımların ve caddelerin araç gürültüsü yerine çocuk sesleriyle dolduğu bir şehir… İnsanların bisikletleriyle, patenleriyle ya da sadece keyifli bir yürüyüş için sokaklarda olduğu bir Eskişehir… Bu vizyon, sadece ulaşımı değil, kent yaşamının ruhunu da değiştirecek. “Avrupa’nın vizesiz girilen şehri” olarak anılan Eskişehir’in, bu unvanı daha da hak edeceğini düşünüyorum.
Elbette bazı itirazlar olacaktır. “Arabasız gün” uygulaması alışkanlıkları değiştirmeyi gerektiriyor. Ancak unutmayalım ki değişim her zaman kolay olmuyor. Tramvay hattı ilk kurulduğunda da çok tartışılmıştı. Bugün de hala eleştirilse de şehrin simgelerinden biri haline geldi. Aynı şekilde bisiklet yolları için eleştiriler yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Ama olumlu bulan birçok kesim ve birçok bisiklet kullanıcısı da bulunuyor.
Avrupa Hareketlilik Haftası’nın Eskişehir’den başlaması tesadüf değil. Çünkü Eskişehir, yürümeyi, bisikleti, toplu taşımayı hayatın doğal bir parçası haline getirmiş bir şehir. Şimdi bu kimliği daha da güçlendirecek yeni bir adım atılıyor. “Arabasız Pazar” uygulaması sadece bugünün değil, yarının Eskişehir’ine yapılan bir yatırım.
Ben bu fikri çok önemsiyorum. Çünkü kentler, insan için vardır. Arabalar için değil, beton için değil… İnsanların özgürce nefes alabildiği, çocukların güvenle sokakta oynayabildiği şehirler için var. Ayşe Ünlüce’nin açıkladığı proje işte tam da bu noktaya dokunuyor. Belki zor olacak, belki alışması zaman alacak ama Eskişehir’in buna hazır olduğuna inanıyorum.
Kısacası, Avrupa Hareketlilik Haftası bize bir kez daha gösterdi ki Eskişehir sadece bir şehir değil; aynı zamanda geleceğin şehircilik vizyonunu bugünden yaşayan bir yer. Arabasız pazar günleriyle birlikte bu vizyon daha da görünür olacak. Ben şimdiden 2026 pazarlarını merakla bekliyorum. Çünkü o günlerde Eskişehir, hareketliliğin başkenti olma yolunda çok daha güçlü bir adım atmış olacak.