Eskişehir, sanayi ve eğitimin el ele verdiği önemli bir iş birliğine daha imza attı. Eskişehir Sanayi Odası (ESO) ile Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında imzalanan protokol, sadece bir kâğıt üzerinde kalacak mutabakat değil; aynı zamanda geleceğe atılan güçlü bir adımdır. Çünkü mesleki eğitim, ülkenin kalkınmasının en temel unsurlarından biridir. Üretim gücümüzü artırmak, teknolojiyi yakalamak ve küresel rekabette yerimizi sağlamlaştırmak istiyorsak, nitelikli iş gücüne sahip olmak zorundayız. İşte bu noktada mesleki eğitim, geleceğin en büyük yatırımı olarak karşımıza çıkıyor.
“Her fabrika bir okul” vizyonuyla hayata geçirilen “Geleceğin Ustaları OMEM Projesi”, gençlerin eğitimden istihdama uzanan yolculuğuna ışık tutacak. Bugün imzalanan protokol, yalnızca öğrencilere iş imkânı yaratmakla kalmıyor; aynı zamanda sanayimizin ihtiyaç duyduğu kalifiye insan gücünü de doğrudan üretim ortamında yetiştirmeyi hedefliyor. ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın da altını çizdiği gibi, bu proje hem gençlerimizin hem de sanayimizin geleceğini şekillendirecek bir iş birliğidir.
Burada en dikkat çekici noktalardan biri de TBMM Milli Eğitim Kültür Gençlik Spor Komisyonu Başkanı ve Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan’ın işaret ettiği esneklik oldu. Gürcan, “Meslek liseleri dört yılda tamamlanmak zorundadır; süreyi kısaltmanız mümkün değildir. Ancak mesleki eğitim merkezleri böyle değildir. Örneğin bir operatör yetiştirmek için gereken süre ne kadarsa, öğrenci o sürede mezun olabilir. Bu esneklik, sanayicinin ihtiyaç duyduğu insan gücünü hızlı bir şekilde kazandırma imkânı sağlayacaktır.” sözleriyle aslında mesleki eğitimin geleceğine dair yol haritasını özetledi. Bu esneklik, hızla değişen teknolojiye ve piyasa şartlarına uyum sağlamanın en etkin yollarından biridir.
Sanayicinin en büyük sıkıntılarından biri, yetişmiş iş gücü bulamamak. Atölyelerde, fabrikalarda, üretim hatlarında ihtiyaç duyulan nitelikli elemanlar sadece teorik bilgiyle değil, pratik eğitimle yetiştirilebilir. İşte bu protokol, bu ihtiyacı birebir karşılamayı amaçlıyor. Üstelik sadece teknik beceriler değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve kişisel gelişim de bu projenin bir parçası. Fuarlar, kariyer günleri, yarışmalar ve çalıştaylarla gençler, çok yönlü bir gelişim imkânına kavuşacak.
Unutmamak gerekir ki, bir ülkenin üretim gücü, yalnızca makineleriyle değil, o makineleri çalıştıracak, geliştirecek ve yenilikçi fikirlerle donatacak insan kaynağıyla ölçülür. Türkiye’nin kalkınma hamlesi de tam burada başlıyor. Fabrikalarımızın üretim gücü, gençlerimizin enerjisi ve mesleki eğitimin sağladığı bilgi-beceri birleştiğinde, ortaya sadece güçlü bir sanayi değil; aynı zamanda istihdam odaklı, geleceğe umutla bakan bir toplum çıkacaktır.
Bu nedenle ESO ile Milli Eğitim Müdürlüğü arasında imzalanan protokol, sadece Eskişehir için değil, tüm Türkiye için örnek teşkil ediyor. Eğitim ile sanayinin aynı hedefte buluştuğu bu tür iş birlikleri, ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını yetiştirmek adına hayati öneme sahiptir.
Görünen o ki, Eskişehir bu konuda yine öncü bir adım atıyor. Gençler için iş, sanayi için güç, ülke için kalkınma üreten bu tür projelerle geleceğe daha güvenle bakabiliyoruz. Şimdi sıra, bu vizyonu sürdürülebilir hale getirmekte. Çünkü unutmayalım, her fabrika bir okul olduğunda, her üretim aynı zamanda bir eğitimdir. Ve bu eğitim, geleceğin ustalarını yetiştirecek en güçlü sermayemizdir.