Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı, Güney Kıbrıs'ın silahlanmasının endişe yarattığını söyledi. BM Genel Kurulu'nun 80. dönemi kapsamında ziyaret ettiği New York'taki Türkevi'nde basın toplantısı düzenleyen Ersin Tatar, Rum tarafıyla bu hafta yapılan gayrı resmi görüşmelerde müzakere zemini bulunamadığını söyledi. Tatar, Rum tarafının barış ve istikrar istediğini iddia ettiğini ancak sürekli silahlandığını söyledi. KKTC'nin, Güney Kıbrıs'ın İsrail ile yaptığı anlaşmalar kapsamında aşırı silahlanmaya başvurduğunu BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e bildirdiği belirtildi. Aşırı silahlanmanın adadaki tehlikeyi artırdığını, daha fazla gerginlik ve huzursuzluğa yol açtığını söyledi. Kıbrıslı Türklerin 1963'ten bu yana kısıtlamalar altında olduğunu belirten Tatar, KKTC'nin adada eşit haklara sahip iki egemen devlet için mücadelesini sürdürdüğünü kaydetti. Kıbrıslı Türklerin son beş yıldır müzakerelerde paradigma değişimi yaşadığını vurgulayan Çavuşoğlu, federal çözüm arayışından iki ayrı devlete odaklanmaya geçişin KKTC'nin temellerini güçlendirdiğini söyledi. KKTC Kıbrıs adasında daha güçlü bir konumda Tatar, bu hafta BM himayesinde Kıbrıslı Rumlarla yapılan görüşmelerin ardından nasıl bir takvim belirlendiği sorusuna, Güney Kıbrıs'ın KKTC'nin egemen eşitlik talebini hala kabul etmemesi nedeniyle ortak bir zemin bulunmadığını söyledi. Rum yönetimi kabul etmedikçe resmi bir müzakere süreci olmayacak" diye konuştu. Tatar, Türkiye'nin tam desteği ve Ankara'nın dünyadaki konumunun güçlenmesiyle KKTC'nin Kıbrıs adasında geçmişe göre daha güçlü bir konumda olduğunu kaydetti. KKTC'nin tanınmaması sorununa rağmen birçok ülkeyle ticaret yaptığını, çok sayıda ülkeden turist ve öğrenci çektiğini belirten Cumhurbaşkanı, şunları kaydetti: Sistemin artık o kadar oturmuş olduğunu, kimsenin kurumsal yapıyı kolay kolay bozamayacağını söyleyen Tatar, Güney Kıbrıs'ın Kuzey Kıbrıs üzerinde hiçbir otoritesinin olmadığını vurguladı. On yıllardır süren Kıbrıs sorunu BM'nin kapsamlı bir çözüme ulaşmak için yaptığı bir dizi diplomatik çabaya rağmen Kıbrıs, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler arasında on yıllardır süren bir anlaşmazlığın içinde bulunuyor. 1960'lı yılların başlarında başlayan etnik saldırılar, Kıbrıslı Türkleri güvenlikleri için yerleşim bölgelerine çekilmeye zorladı. 1974'te, Yunanistan'ın adayı ilhak etmesini hedefleyen bir Kıbrıs Rum darbesi, Türkiye'nin Kıbrıslı Türkleri zulüm ve şiddetten korumak için garantör ülke olarak askeri müdahalede bulunmasına yol açtı. Bunun sonucunda 1983'te KKTC kuruldu. Son yıllarda inişli çıkışlı bir barış süreci yaşandı; buna 2017 yılında garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin himayesinde İsviçre'de gerçekleştirilen ancak başarısızlıkla sonuçlanan bir girişim de dahil. Kıbrıs Rum Yönetimi, 2004 yılında AB'ye katıldı. Aynı yıl, Kıbrıslı Rumlar, uzun süredir devam eden anlaşmazlığı sona erdirmeyi amaçlayan BM planını tek başlarına engellediler.