Dış Güçlerin Tuzağına Karşı Tek Hamle: “Akepelisiz AK Partili Erdoğan”

O meşhur “dıjjj güjjjler” yine sahnede…

Hedef aynı: Türk’ü, Türkiye’yi, beka’yı, bağımsızlığı yok etmek.

Yüzyıllardır kullandıkları taktik de aynı: “Sarı öküzü sürüden ayırmak.”

On yıl önce “AK Parti’ye evet, Erdoğan’a hayır” dediler.

Proje isimleri hazırdı: “Erdoğan’sız AK Parti. “

Millet 15 Temmuz’da tankın önüne yattı, “Bağımsızlığımı vermem, can veririm” dedi.

O güne kadar ustaca muhalefet eden MHP ve Bilge Lider Devlet Bahçeli de beka sorununu gözeterek koşulsuz Erdoğan cephesinde saf tuttu ki , çok önemlidir ve kırılma noktasıdır…

Bağ kopmayınca taktik değiştirdiler…

Bu kez içeriden vurdular: Albayrak’la, Soylu’yla ve dezenforme ettikleri başka isimleri karalayarak…

Ve maalesef davanın, bekanın, bağımsızlığın ciddiyetini bir türlü içselleştirememiş bazı “AK Partililer”i (!) de yanlarına çekmeyi başardılar…

İşte burada karşı hamle devreye giriyor:

Onlar “Erdoğan’sız AK Parti” istiyorsa,

biz de “Akepelisiz AK Partili Erdoğan” diyoruz.

Dikkat buyurun:

Bu, Erdoğan’ı partiden koparmak değil;

tam aksine, AK Partili gibi görünüp ruhen “akepeli” olanları partiden ve hareketten uzaklaştırmaktır…

Kimdir bu akepeliler?

- 15 Temmuz’u “kontrollü” diye sulandıranlar,

- Albayrak gidince alkış tutanlar,

- Soylu’yu harcamak için sıraya girenler,

- Her ekonomik saldırıyı “Erdoğan’ın kişisel hatası” diye pazarlayanlar,

- Dış güçlerin değirmenine su taşıyan her fitne korosuna eşlik edenler…

Bunlar AK Partili değil, akepelidir.

Koltukta AK Parti, kalpte CHP ve altlı masa bileşenleri ve FETÖ karışımı…

“Akepelisiz AK Partili Erdoğan” operasyonu şudur:

“Erdoğan’ı değil, bu akepelileri tasfiye etmektir. “

Lideri yalnızlaştırmak isteyenleri bizzat yalnızlaştırmaktır.

Partiyi içeriden çürütmeye çalışanları temizlemektir.

Bu hamle Erdoğan’ı AK Parti’den koparmaz;

AK Parti’yi yeniden Erdoğan’ın ruhuna, 2001’in o temiz ruhuna döndürür.

Gerçek AK Partili, 15 Temmuz’da tankın önüne yatan ruhtur.

Gerçek AK Partili, dış güçlerin her saldırısında “Önce vatan, önce beka” diyendir.

Gerçek AK Partili, Erdoğan’ın yanında dimdik durandır.

O halde şu net:

Erdoğan’sız AK Parti projesine karşı,

Akepelisiz AK Partili Erdoğan projesin ivedidir…

Teşkilat da, millet de kimin nerede durduğunu görüyor.

2028’e giden yol, bu tasfiyeden geçiyor.

Safraları atacağız,

gemiyi hafifleteceğiz,

ve Allah’ın izniyle yine kazanacağız.

Türkiye’nin bekası bunu emrediyor.

AZ DA SAĞLIK…

Kyoto Üniversitesi'nin araştırmaları, 440 Hz, 14.000 Hz ve hatta beyaz gürültü de dahil olmak üzere belirli ses dalgalarının hücrelerin davranış biçimini doğrudan etkileyebileceğini ortaya koyuyor.

Bu ses tonları çalındığında, gelişmekte olan yağ hücrelerinin %15 daha az yağ ürettiğini ve çoğunun asla tam olarak olgunlaşmadığını keşfetti.

Ayrıca, özellikle metabolizma ve hücre yapısıyla bağlantılı genlerde, sadece birkaç saat içinde dikkat çekici gen aktivitesi değişiklikleri gözlemlendi.

Hücreler işitme yoluyla değil, ses titreşimlerinin yarattığı mekanik basınç yoluyla tepki verdi.

Bu bulgular, dikkatlice hedeflenen ses frekanslarının bir gün yağlanmayı baskılamaya ve kasla ilgili hücresel aktiviteyi desteklemeye yardımcı olabileceğini düşündürüyor.

Japon araştırmacılara tavsiyem, roman havasının, fidaydanın, horonun, zeybeğin yağ hücreleri üzerindeki etkilerine yoğunlaşmalarıdır.

-Prof.Dr.Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

NE DEMİŞ?…

“Yüksek Disiplin Kurulu’nda kimin önüne geleceğim? İBB’de 30 yerde iddianamede ismi geçen Turan Taşkın’ın önüne geleceğim öyle mi? Hasan Ufuk Çakır, yörük çocuğu, suçlamalarla suçlanan adamların önüne gelip ifade vermez. Önce kendileri aklanıp gelecek.”

-CHP’den istifa eden Mersin Milletvekili Hasan Ufuk ÇAKIR

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }