Dijital Zorbalık ve Gençlerin Sessiz Çığlığı

Teknolojinin hayatımızı kolaylaştırdığı bir gerçek. Bir tıkla haber alıyor, sevdiklerimizle anında iletişim kurabiliyor, bilgiye sınırsızca ulaşabiliyoruz. Ancak madalyonun bir de karanlık yüzü var: dijital zorbalık. Özellikle gençler arasında giderek artan bu sorun, görmezden gelindikçe derin yaralar açıyor.

Son yıllarda okullarda akran zorbalığı artarken, sokaklarda da insanların saygı ve tahammül seviyelerinin azaldığını görüyoruz. Hayatımızdaki her şey dijitalleşirken, ne yazık ki sadece iyi şeyler ve kolaylıklar değil, kötü şeyler de dijitalleşmeye başladı. Sokaklarda gördüğümüz olumsuz davranışlar dijital dünyaya da yansıyarak, hayatımızı olumsuz etkilemeye devam ediyor.

Tüm gün elimizden düşürmediğimiz, küçük ekranlarda, küçümseyici mesajlar, alaycı yorumlar, hakaretler, ifşa fotoğraflar var. Bu durumdan en çok etkilenen dijital ortamda en savunmasız olan çocuklar ve gençler oluyor.

Peki bu durum gençleri nasıl etkiliyor?

Öncelikle, özgüven kaybı en büyük sorunlardan biri. Kendine güvenen bir genç, birkaç gün süren sanal saldırıdan sonra içine kapanabiliyor. Başarılarını gölgeleyen bir “alay konusu” olmak, geleceğe dair umutlarını bile tüketebiliyor. Bunun yanında, yalnızlık hissi ve sosyal hayattan kopma da sıkça rastlanan sonuçlar arasında. Çocuklar, “daha fazla alay edilmemek için” sosyal medyadan uzak duruyor, arkadaş ilişkilerinde mesafe koyuyor. Bu da psikolojik sorunlara kapı aralıyor.

Unutmamak gerekir ki, dijital zorbalık sadece bireysel bir mesele değildir; toplumsal bir yaradır. Gençler, geleceğimizdir. Onların güvenli bir ortamda büyüyebilmesi, sağlıklı bir toplum için zorunludur.

Çözüm için neler yapılabilir?

Aileler dijital dünyada çocuklarının yalnız olmadığını hissettirmeli. Yasaklamak yerine anlamaya çalışmak, sorunları paylaşmaya teşvik etmek çok daha etkili olacaktır.

Okullar bu konuda bilinçlendirme çalışmaları yapmalı. Eskişehir’de bazı liselerde düzenlenen seminerler, gençlerin farkındalığını artırıyor ve bu iyi bir örnek.

Yasalar caydırıcı şekilde işletilmeli. Dijital zorbalığın cezasız kalması, sorunu büyütmekten başka bir işe yaramıyor.

Ve en önemlisi, gençler arası dayanışma teşvik edilmeli. Bir arkadaşının zorbalığa uğradığını gören genç, sessiz kalmamalı; destek vermeli.

Dijital dünya, doğru kullanıldığında fırsatlar sunan bir alan. Ama bu alanı güvenli kılmak bizim elimizde. Unutmayalım: Her ekranın arkasında hisleri olan gerçek bir insan var. Gençlerimizin sessiz çığlıklarını duymak, onları yalnız bırakmamak hepimizin görevi.

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }