Deprem gerçeği kendini hatırlatıyor

Önceki gün Kütahya’nın Simav ilçesinde yaşanan deprem, Eskişehir’de de hissedildi. Aslında bu durum bize çok tanıdık geliyor. Daha geçtiğimiz ayın başında Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen depremin ardından 10 binden fazla artçı sarsıntı kaydedildi. Yani içinde yaşadığımız bu coğrafya, bize her fırsatta “deprem gerçeğini” hatırlatıyor.

Bugün Simav, dün Sındırgı, yarın neresi olacağını kimse bilemez. Ama bildiğimiz bir gerçek var: Deprem öldürmez, bina öldürür. İşte bu nedenle kentsel dönüşüm çalışmaları artık ertelenemez, ötelenemez bir zorunluluk haline gelmiştir.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin Gündoğdu 2 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi kapsamında attığı adımları bu bağlamda önemli buluyorum. A Etabı tamamlandı, 60 konut hak sahiplerine teslim edildi. Şimdi ise B Etabı için hazırlıklar tamamlandı ve 111 konut ile 5 işyerini kapsayan yeni yapım işi bugün ihaleye çıkarılıyor. Bu çalışmalar sadece konut üretmekten ibaret değil. Yaklaşık 143 bin metrekarelik yeşil alan, okul, kültürel tesisler, belediye hizmet alanı, yeni yollar ve güçlendirilmiş altyapı ile bölgenin yaşam kalitesi de artırılacak. Yani bu dönüşüm, yalnızca binaları değil, mahallenin sosyal ve kültürel dokusunu da yeniden inşa etmeyi amaçlıyor. Bu açıdan bakıldığında proje elbette ki değerli ve desteklenmesi gereken bir adım.

Ancak açık konuşmak gerekirse, yeterli değil. Çünkü hepimiz biliyoruz ki deprem riski sadece Gündoğdu Mahallesi ile sınırlı değil. Özellikle kent merkezinde yükselen 7-8 katlı, 40-50 yıllık binalar, bugün herkesin dilinde olan büyük riskin tam merkezinde duruyor. Bu binaların birçoğu deprem yönetmeliklerine göre inşa edilmedi, malzeme kalitesi sorgulanıyor, zemin etütleri yetersiz. Kısacası, ilk büyük sarsıntıda ağır hasar alabilecek yapılardan bahsediyoruz. İşte bu yüzden, kentsel dönüşüm yalnızca belli bölgelerde değil, tüm kent genelinde bir seferberlik anlayışıyla ele alınmalı.

Bu mesele siyaset üstü bir konudur. Çünkü konu doğrudan insan hayatıdır. Deprem gelip çattığında ne belediyenin ne de devletin refleks göstermesi için vakit kalmaz. O yüzden bu adımların bugünden atılması gerekir. Kentsel dönüşüm, sadece bir inşaat faaliyeti değil, geleceğimizi güvence altına alma çabasıdır.

Sonuç olarak, Gündoğdu’daki çalışmalar umut verici. Ama yeterli değil. Daha hızlı, daha kapsamlı ve daha kararlı adımlara ihtiyacımız var. Çünkü bu şehirde yaşayan herkesin bildiği gibi, Eskişehir de bir deprem bölgesinde bulunuyor. Unutmayalım ki deprem değil, bina öldürür. Ve bizim elimizde olan tek şey, o binaları güvenli hale getirmektir.

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }