Futbolun içinde en çok tartışılan ama en net şekilde sahada kendini belli eden bir gerçek var: teknik direktör farkı. Eskişehirspor’un bu sezonki grafiği, bunun canlı kanıtı. Sezonun ilk 5 haftasındaki görüntüyle son 4 haftadaki tabloyu yan yana koyduğumuzda fark sadece istatistiklerde değil, oyunun ruhunda da hissediliyor. Sezon başında neredeyse hiç süre alamayan Hasan Şen’in hikâyesi, bir oyuncunun güvenle nasıl yeniden doğabileceğinin örneği. İlk haftalarda üretkenlik eksikliği, çekingen oyun ve sorumluluk almada yaşanan sıkıntılar, onun sahada olmadığı dönemin en net izleriydi.
Son haftalarda ise bambaşka bir tablo var: özgüvenli, cesur, topu isteyen ve oyunun ritmini değiştiren bir Hasan Şen. Hem karakteriyle hem de aldığı inisiyatiflerle sahada adeta başrolü oynuyor. Bu cesaret, bu sorumluluk duygusu... büyük takım oyunculuğunun tam karşılığı.Takımın bir diğer fark yaratan ismi Arda Okumuş.Sahadaki liderliği, enerjisi ve kaptanlık duruşu yalnızca futbol anlamında değil, duygusal olarak da takımı ayakta tutuyor.
Top ayağındayken soğukkanlı, top rakipteyken yönlendiren, arkadaşlarını motive eden bir komutan gibi. Onun sahada olduğu dakikalarda Eskişehirspor’un kimliği daha net, oyun disiplini daha belirgin. Eskişehirspor’un son haftalarda dikkat çeken bir diğer özelliği, plan dahilinde hareket eden bir takım görüntüsü. Hücum dönüşlerinde organizasyon, savunmada yerleşim disiplini, oyunun iki yönünde de kararlılık artık belirgin. Net son vuruş ve bitiricilikte yapılacak küçük gelişmeler, bu takımı şampiyonluk potasında güçlü bir aday haline getirebilir.9.hafta itibariyle yeniden playoff potasına girmek, moral ve ivme açısından çok kıymetli. Belki bu oyun sezon başından beri izlenebilseydi, bugün tablo daha da farklı olurdu.
Ama futbolun güzelliği burada: hiçbir şey için geç değil.
Bu form grafiği böyle devam ederse, belli ki bu takım daha çok can yakacak…